Rafızilerin projesi ve İran ile iş birliği meselesi
Rafıziler üzerine:
Bazı kimseler klasik eserlerin ele aldığı biçimde Rafızileri değerlendirmek istiyor. Bu kimseler ulemanın avam olan Rafıziler hakkında verdikleri hükmü araştırıyor, bazı alimlerin avamı tekfir etmeme görüşünü alıyor ve bu ihtilaflı konu üzerine hükümler bina ediyorlar. Sonra aralarından bazı ahmaklar çıkıp Şiilerin kâh orada kâh burada Müslümanların yardımına koştuklarını ileri sürmeye başlıyor. Cehalet iki boyutuyla bir araya gelmiş oluyor: Hükmü ve vakıayı bilmemek.
Gerçek olan şu ki, Rafızilerin cahil avamları hakkında verilen hüküm, önderlerinin ve Ehli Sünnet ile savaşan gruplarının Müslüman oldukları anlamına gelmez. Hatta günümüzde Rafızi inanışının mahiyetinin şüyu etmesiyle, bu güruhun elebaşları ile avamı arasında ki çizgi neredeyse yok oldu. 'Neredeyse' kelimesini ihtiyaten kullanıyorum. Çünkü hiçbir devir, dininden ve alimlerinin görüşlerinden bihaber avamdan yoksun olmaz.
Vakıayı bilmeme boyutuna gelecek olursak, Rafızilere ve bu cahillere bakan kimse şu iki durumu gözlemler:
1- En büyük hasımları olan Ehli Sünnetin kanlarını akıtmaya onları sevk eden aşikar bir hınç.
2- Suriye'de ve hakeza İran'da vuku bulanları görmezden gelme ki bu da büyük bir cürümdür.
Sonra bu şahıslar Rafızilerin üzerine çalıştıkları, Ehli Sünnet'i birincil düşmanları belledikleri büyük projeden de habersizdirler.
Rafızilerin bu büyük projesini idrak etmek, onların bazı Sünni cemaatlere olan desteğinin nedenini de açıklar. Kendi ülkeleri dışındaki Rafızi kollarına verdikleri destek yanında devede kulak kalan bu destek, Sünnilerin zihninde yer eden Rafızi gerçekliği ve onların projeleri hakkında geçmişte ve günümüzde yaşanan tecrübelerin birikimi olan hafızayı silmek, takiyyeleri ile toyları aldatmak içindir. Bu siyakta tek tek sayılması uzun sürecek olan Şam'da işledikleri katliamların, Lübnan mülteci kamplarında ve İran'da işledikleri cürümlerin enkazını bu yardımla sileceklerini iddia edenler, bu kurulu tezgahın ortaya çıkardığı tiplemelerdir.
Gözleri kör eden az bir maddi destek, dinleri takiyye olanların çok iyi bildiği bir siyasi taktiktir. Kurnazlığın ustaları olan onlarla bu sahada sadece Yahudiler boy ölçüşebilir. Bu nedenle Rafızilerin Müslümanlar hakkında benimsedikleri inancı, bizimle olan tarihi geçmişlerini ve son olarak habis kimselerin tahrif ettiği cahillerin de kandığı değil de olduğu gibi vakıayı gözeterek Rafıziler hakkında hüküm verilmelidir.
Biz kendisini sadece inancın bir araya getirdiği bir topluluk ile değil, bir proje ile karşı karşıyayız. Ve bu projenin Ehli Sünnet'ten başka düşmanı yok. Verilecek her hüküm ve bu hüküm mucibince yapılacak her fiil için bu gerçek idrak edilmelidir. Onlarla kayıtsız şartsız girilen her iş birliği, ortaklık kuran bu cemaatlerin Rafızi projesinde araç olması anlamına gelir.
Rafızilerle iş birliği yapanların duruşlarında ve açıklamalarında hataya düşmelerinin kaçınılmaz olduğunu görüyoruz. Bu hatalarında mazur olmaları, aynı safta olacak kadar Rafızilerle yakınlaşmalarını meşru kılmaz. Hakikat bizim onların necis projelerine araç olduğumuzdur.
Ehli Sünnet'in bu konuda kararını vermesi gerekir. Selamete ulaşmayı arzuluyorlarsa aksiyon alırken Rafızilerin günümüzde bize düşman oldukları, öncelikli görevlerinin Ehli Sünnet'e hem inanç hem de vakıa bakımından son vermek olduğu gerçekliği ana prensip edinilmelidir. Çaresizlikten onlarla işbirliği yapmak isteyenlerse, görünüşte pürüzsüz gözüken lakin içinde öldürücü zehir saklayan bir yılanla dans ettiklerini bilmelidirler.
Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.