Suriye savaşında yeni safha: HTŞ gerilla taktiklerine dönüyor
Suriye'de muhaliflerin ülkenin kuzeyinde bulunan demiryolunun batı hattına çekilerek ellerindeki önemli toprakları kaybetmeleri neticesinde Esed rejimi Serakib şehrine yaklaşmıştı. Bu durum muhalif gruplara yönelik tepkiyi artırmış, bazı kesimler Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ)'ın savaşmadan çekildiğini öne sürmüştü. Suriye'deki savaşı takip eden bağımsız düşünce kuruluşları ve uzmanlar, muhaliflerin İran ve Rusya destekli rejim koalisyonuna karşı İdlib'i savunmayacağı görüşünce. Muhalifler ise alan savunmasının maliyetine karşı yeni bir çıkış yolu arıyor.
Suriye üzerine araştırmalarıyla ve analizleriyle tanınan Sam Heller, şahsi blogunda bu tartışmaya dair düşüncelerini ve HTŞ'ye yakın kaynakların bölgedeki savaşa dair değerlendirmelerini paylaştı. Sam Heller'in söz konusu yazısı, Mepa News tarafından tercüme edildi. (Not: Köşeli parantezler çevirmene aittir.)
Aşağıda, son hücum muhaliflerin elindeki İdlib'in içlerine ilerlerken, HTŞ'nin Suriye rejimi güçlerine karşı savaşına dair nasıl düşündüğüm yer alıyor. HTŞ 'kahramanca', ayak direyen bir son savunma değil, yıpratıcı çekilmelerle beraber asimetrik direnişçi taktiklerin [olduğu] bir savaş veriyor gibi görünüyor.
Çevirdiğim metin, "Sina'at el Fikr" (Fikir Üretimi) adlı Telegram hesabında yapılan bir dizi paylaşımdan oluşuyor. Sina'at el Fikr, ideolojik ve stratejik tavsiye ve talimatlar sunan, hap bilgiler yayınlayan tür cihat yanlısı düşünce kuruluşu. Ayrıca HTŞ bağlantılı bir medya kanalı olarak görünüyor. (Halihazırda Telegram'da birkaç Sina'at el Fikr hesabı var. Bu hesap şu an aktif ve diğer hesaplar tarafından anılıyor, kendisini ihtiyati hesap olarak tanımlıyor.)
Bu gönderiler aslında 2017 yılının Mayıs ayından, ancak yakın zamanda tekrar paylaşıldılar, hem Sina'at el Fikr tarafından 17 Ocak 2018'de, hem de HTŞ medya yetkilisi Muhammed Nazzal (Ebu Hattab el Makdisi) tarafından 17 ve 23 Ocak 2018'de. [Paylaşımlar] HTŞ'nin doğu İdlib kırsalındaki kayıplarının -Ebu Zuhur Hava Üssü de dahil- ardından ve diğer muhalif gruplardan HTŞ'nin rejimin süren hücumları önünde birbirini izleyen geri çekilmeleri hakkındaki şikayetlerinin ortasında geldi.
Muhalifler galebe çalamaz
Eğer aşağıda altı çizilen düşünce, HTŞ'nin tekrar eden çekilmelerinin arkasındaki sebep ise ve direnişçiler elindeki toprakları savunmak için insan gücünü ve kaynaklarının tedbirli ve makul kullanmaya yönelmişse, bunun grup için akıllıca bir hareket olduğunu düşünüyorum. HTŞ, -kendisinin de belli ki haklı bulduğu ve itiraf ettiği gibi- rejim ve müttefiklerine karşı açık bir savaşta galebe çalamaz, özellikle Rus hava gücüne karşı.
Fakat kırsal bir direnişe başvurmak, -diğer gruplardan muhtemelen daha iyi donanımlı olan- HTŞ için akıllı stratejik bir hamle. Ancak İdlib'in diğer yerel temelli muhalif grupları için, veya siviller için iyi değil.
Rejimin ödediği bedeli üst seviyeye çıkarma
Sina'at el Fikr "mücahitlere" "düşmanın ulaşmak istediği bölgelere ulaşmasını önlemeyi" amaçlamamalarını söylerken, "düşmanın istediği bölgeler" sivil İdliblilerin yaşadığı Serakib ve İdlib il merkezi gibi şehirler. Gerçekçi olarak, bu bölgeleri savunmanın muhtemelen bir yolu yok. Fakat HTŞ'nin stratejik geçişi, bu şehir ve kasabaların sakinlerinin kaçmak yahut kendi başlarının çaresine bakmak zorunda olduğu manasına geliyor.
Sina'at el Fikr'in 17 Mayıs 2017 tarihli paylaşımı şöyle:
"Suriye cihadının bu aşamasında mücahidlerin benimsemesi gereken en önemli taktikler:
Rejim askeri harekatlara başlattığı zaman genel olarak herhangi bir savunma, rejimin istediği bölgelere ulaşmasını önlemek için olmamalı. Fakat bunun yerine, rejimin hedefine ulaşması onlara aşırı derecede pahalıya mal olmalı. Ve bu kelimenin tam anlamıyla yıpratıcı olacaktır.
Bu böyle, zira düşman hala istediği herhangi bir noktaya ulaşmasına olanak veren bir askeri güce sahip. Öyleyse bu aşamada mücahidler 'son adama ve son mermiye kadar' değil, bunun yerine 'düşman için en büyük kayıp' prensibiyle savunma yapmalı. (Mücahidler) düşmanın ödediği bedeli en üst seviyeye çıkarmalı. Askerlerinin hayatları ve askeri materyalleri bakımından. İstediği noktaya ulaşma amacıyla...
Bu ilk defansif aşamadır. Daha sonra (Mücahidler), ele geçirdiği bölgede kalmak için düşmanın ödediği bedeli en üst seviyeye çıkarmalıdır.
Bu bizim yıpratıcı olmamız için gereken taktiktir:
-Geri çekilmeden önce bubi tuzakları ve hileler kurmak, ki bu düşmana herhangi bir askeri noktayı ele geçirmeden önce pahalıya patlayacaktır.
-Saldırırken düşmana ağır kayıplar verdirecek keskin nişancı ve yandan taarruz manevraları.
-Mevkilerine adam yerleştirirken düşmana tekrar eden baskınlar verecek İngimasi grupları.
Bu aşamada hücum taktikleri:
Bu esnada Mücahidlerin saflarında ciddi kayıplarla sonuçlanabileceği için, manevralarını hava saldırılarından kaçınmak için hassasiyet, hız ve disiplin ile tatbik edilme üzerine bina edilmeleri gerekir."
Tercüme: Mepa News
Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.