16 yıldır devam eden savaş ve askeri istilaya, ek olarak uyuşturucu ile mücadele kapsamında harcanan 8.6 milyar ABD dolarına rağmen, “Afganistan’ın Yeniden İnşası” projesini inceleyen Özel Müfettiş General John Sopko’nun raporuna göre ülkedeki uyuşturucu üretimi rekor düzeylere ulaştı.

Durumun iyi anlaşılması için şu bilgileri vermekte fayda var. Afganistan ABD tarafından işgal edildiği gün ülkede 7.606 hektar haşhaş ekiliydi. 2017 yılına gelindiğinde bu sayı 328 bin hektara ulaştı. Özel Müfettiş General Sopko konu hakkında şöyle diyor: “Lafı uzatmadan söylemek gerekirse, bu sayılar başarısızlık diye haykırıyor ve elimizdeki sonuçlar da hiç umut vaat eden tipten değil.”

Müfettiş tarafından rapor haline getirilen araştırma, uyuşturucuya karşı yürütülen mücadelenin başarısız olduğunu açık şekilde gözler önüne sermektedir.

“Çalışmamız, bugüne kadar uyuşturucu ile mücadele kapsamında uygulanan hiçbir programın haşhaş ekimini veya uyuşturucu üretimini kalıcı olarak azaltmayı başaramadığını ortaya çıkardı. Sorunu tamamen ortadan kaldırmak için alınan önlemler, 'kalkınma alanı' olarak belirlenen noktalarda uygulanmadı. Uygulanan kalkınma programları da çoğu zaman kısa vadeli çözümler üretmekten öte gidemedi. Haşhaş ekiminin yerine geçebilecek alternatifler üretilemedi ve bazen bu programlar ters etki yaparak haşhaş ekiminin artmasına neden oldu.”

Raporda ayrıca, şu anda Afgan Ulusal Savunma ve Afgan Güvenlik Güçleri bünyesinde iş imkanı bulanların sayısının haşhaş ekimi ile uğraşan insan sayısından az olduğuna dikkat çekiliyor. Afganistan’da yaklaşık olarak 590 bin kişi haşhaş tarımı ile meşgul olmaktadır. Haşhaş meselesinin Afganistan’daki siyasi kurumlar üzerindeki etkisi de tahmin edilebileceği üzere olumsuz oluyor.

Raporda şu ifadeler yer alıyor: “Uyuşturucu üretimi ekonomik açıdan önemli faydalar getirdiyse de, Afganistan’ın “siyasi ekonomisi” üzerinde derin yıkıcı etkileri oldu. Uyuşturucu ile bağlantılı yozlaşma hükümetin meşruiyetini dahi sarsacak seviyelerde ve kamu kurumları iş göremez durumda, özellikle güvenlik ve adalet konularında durum daha da vahim.”

Ortadaki durum böyle iken, Kentucky temsilcisi Senatör Rand Paul gibi siyasi isimlerin, ülkemizin Afganistan’da saplanıp kaldığı ve sürekli para kaybettiği bataklık aleyhine konuşma cesaretini gösterebilmesi daha da önemli hale gelmektedir.

(Senator Rand Paul'ün konuya dair Tweet'i)

“Ülkemizin dört bir yanında köprüler ve yollar çok acil şekilde tamirata ihtiyaç duymakta, ancak bunun için para bulunamamaktadır. Zaten az olduğu ortada olan paramızı, yani vatandaşın emeğiyle ödediği vergileri, kendi yollarımız ve köprülerimiz yıkılmaya yüz tutmuşken, neden Afganistan’daki köprü ve yolların yapımına harcıyoruz?”

Vatandaştan alınan vergiler ve Amerikalıların hayatları Afganistan’da boş yere heba edilmektedir. Bunca sene uğraştıklarımızın neticesinde oradan ne elde ettik? Halka gösterebileceğimiz belirli bir başarımız var mı? Başardıklarımızı beraber sayalım, ABD’nin maaşını ödediği Afgan askeri unsurlarının çocuklara karşı cinsel istismar suçlarını daha rahat işlemesini başardık. Ülkedeki önü alınmaz yozlaşmayı milyarlarca ABD doları harcamamıza rağmen azaltmak bir yana artırmayı başardık. Bunlar yetmezmiş gibi uyuşturucu ticaretinin de önünü açtık.

ABD’nin Afganistan’a müdahalesi “ahmak işinden” başka birşey değildir. Amerikan ordusu ne kadar erken buradan çekilirse bizim için o kadar hayırlı olur.

Orange County Register için kaleme alınan makale Mepa News okuları için tercüme edilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.