Behnam Ben Taleblu

Behnam Ben Taleblu

Devrim Muhafızları'nın eski generali İran Cumhurbaşkanı adayı oldu

Devrim Muhafızları'nın eski generali İran Cumhurbaşkanı adayı oldu

Eski "rehin alıcı" ve belli bir "terör örgütünün kurulması için gerekli olan esas kişi"nin, İran İslam Cumhuriyeti'nde bile cumhurbaşkanlığına aday olması her gün yaşanan bir olay değil. Bu nedenle tüm gözler, Haziran 2021 İran cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmakla ilgilendiğini ifade eden 63 yaşındaki Tuğgeneral ve İran Devrim Muhafızları (DMO) emektarı Hüseyin Dehkan’da olmalıdır.

Dehkan, "Güçle geleceğim ve halkın mevcut durumdan kurtarılması gerektiğine inanıyorum" dedi. Tüm İran cumhurbaşkanlığı adaylarının öncelikle 12 üyeli Muhafız Konseyi tarafından onaylanması gerekirken, Dehkan’ın açıklaması, İran medyasında onun başkanlık özlemleriyle ilgili eski söylentileri doğruluyor.

Önceden liderlik sıfatıyla üniforma giyen ya da şu anda önemli kamu kurumlarının başları olarak görev yapan ve Lider Ali Hamaney’in servetini koruyan, DMO bağlantılı diğer bazı kişilerin de başkanlık teklifini düşündükleri bildiriliyor. Bununla birlikte, hiçbiri Dehkan gibi İran siyasetinde askeri adamlar üzerine yapılan analizler fırtınasını ateşlemiş görünmüyor.

Ayrıca Dehkan’ın biyografisi, adaylığının yerel sonuçları ve bunun ABD politikası üzerindeki etkisi görmezden gelinemeyecek kadar büyük.

Dehkan’ın 'devrimci' özgeçmişi

1957'de İsfahan eyaletinin Şahrıza kentinde doğan Hüseyin Dehkan’ın özgeçmişi, İslam Cumhuriyeti’nde eksiksiz bir güvenlik görevlisinin rolü için gerçek bir kontrol listesi olarak okunur.

Başlangıçta, Dehkan ABD-İran rehine krizine katıldı ve İran medyasında devrimci kimliğini parlatmak için gözleri bağlı bir Amerikalı diplomatla birlikte resmedildi. Dehkan, DMO’ya ilk günlerinde katıldı ve 1980-1988 İran-Irak Savaşı sırasında, mevcut ABD politikası da dahil olmak üzere geniş kapsamlı sonuçları olan devrimci İran için tanımlayıcı bir çatışma sırasında hizmet gördü.

Savaş sırasında Dehkan, DMO’nun 1984-1986 yılları arasında Tahran’dan sorumlu Sarallah üssünün komutanı olarak görev yaptı. Bundan önce İsrailli akademisyenler, Dehkan’ın 1982'de Lübnan'ın İsrail tarafından işgaline cevaben Suriye ve Lübnan'a gönderildiğini aktarıyorlar. Görevi, Lübnan'daki DMO güçlerine liderlik etmek ve İran'ın en güçlü vekil gücü olan Lübnan Hizbullahı'nın kurulmasına yardımcı olmaktı. ABD Hazine Bakanlığı'na göre, ABD deniz kışlası Ekim 1983'te Hizbullah tarafından bombalandığında ve 241 asker öldüğünde Doğu Akdeniz'deki DMO varlıklarını denetleyen komutan Dehkan’dı. Bu saldırı ABD için kaybedilen canlar açısından 11 Eylül'den sonra ikinci sırada yer alıyor.

Savaştan sonra Dehkan, İran'ın füze birliğinin operasyonel gözetimi ile 1985 yılında kurulan Muhafız Birliğinin bir kolu olan DMO’nun Havacılık ve Uzay Kuvvetleri'nin (İDM-AF) ikinci komutanı oldu. Oradaki görevi sadece 19 ay sürmesine rağmen, liderliği kritik bir noktaya geldi. İran’ın caydırıcı amaçlı füzelere olan ilgisi İran-Irak Savaşı ile zirveye çıktı. Savaşın hemen ardından İran, tüm sistemlerin ve bileşen parçalarının üretimini, tedarikini ve arttırılmasını içeren füzelerle ilgili bir dizi faaliyet başlattı, ki bu; bu güne kadar dahi İran için devam eden bir saplantıdır.

Dehkan'ın yükselişi

Dehkan’ın İDM-AF’deki görev süresi 1992’de sona erdi; aynı yıl ABD, İran’ın Savunma Bakanlığı ve Silahlı Kuvvetler Lojistiği’ni (MODAFL) Kuzey Kore ile füze bağları için onayladı. Amerikan istihbaratına göre bugün İran, Ortadoğu'daki en büyük balistik füze gücüne sahip. O halde, Dehkan'ın hem Hizbullah hem de İran'ın füze cephaneliğinin oluşturulmasında büyük rol oynadığı ve İran'ın uzun menzilli saldırı yeteneklerinin iki ölümcül unsuru ve rejimin güvenlik politikasının temelleri olduğu kolayca söylenebilir.

Dehkan’ın savaş sonrasındaki diğer pozisyonları arasında DMO’nun Müşterek Kurmay Başkan Yardımcılığı ve Devrim Muhafızları Kooperatif Vakfı’nın başkanlığı da dahildir, her ikisi de reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin kabinesindeki hizmetinden önce bulunuyor. Dehkan, 1997'den 2003'e kadar Hatemi yönetiminde Tuğamiral Ali Şamhani'nin Savunma Bakan Yardımcısı oldu. Dehkan, Hatemi’nin ikinci döneminde Şamhani’ye özel danışman olarak bir yıl daha kaldı. Daha sonra İran'ın kamu kurumları ağına geri döndü ve iki dönemliğine Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile eş zamanlı olarak Şehitler Vakfı'nı beş yıllık bir süre boyunca yönetti. Dehkan’ın Şehitler Vakfı’ndaki görev süresi, Washington’un 2007’de terörle mücadele otoriteleri tarafından kuruma yaptırım uygulamasıyla aynı zamana denk geldi. Hazine Bakanlığı basın açıklaması, kurumun Lübnan Hizbullah’ına verdiği desteği doğruladı.

Ağını daha da genişleten Dehkan, Ruhani’nin kabinesinde bir dönem savunma bakanı olarak görev yapmadan önce (2013-2017), İran’ın en üst liderine bağlı bir finansal holding şirketinin başkanına danışmanlık yapıyordu. Kurum -kısaltması EIKO ile biliniyor- ayrıca ABD Hazinesi tarafından yaptırıma tabi tutuldu. Dehkan, Ruhani’nin ikinci kabinesinde savunma bakanı olarak görev yürütmesine rağmen, Hamaney tarafından Ağustos 2017’de savunma sanayileri ve silahlı kuvvetler lojistiği danışmanı olarak atandı. Bir hatırlatma olarak, İran Silahlı Kuvvetlerinin gerçek başkomutanı olan İran'ın Yüksek Liderinin (Hamaney) ataması, İran cumhurbaşkanının atamasından çok daha değerlidir.

Dehkan’ın Tahran Üniversitesi'nden yönetim alanında doktora derecesi var. Ayrıca İran'da dört üniversitede öğretmenlik yaptığı ve bunlardan biri -İmam Hüseyin Üniversitesi- İDMO’ya doğrudan bağlı ve ABD yaptırımları altında olduğu da bir gerçek. İronik bir şekilde, geçen Kasım ayında belirlenen ve ikincil yaptırımlara tabi olan Dehkan da öyle. Aslında, Dehkan’ın özgeçmişi, İran'ın her yerinde yaptırım uygulanan kurumların gerçek bir "kim kimdir"ini içeriyor.

Dehkan’ı yerel seviyeye çıkarma

İşin ilginç yanı, savunma kuruluşundan kamu kurumlarına ve çeşitli başkanlık idarelerinde hizmete kadar uzanan bu çok çeşitli ağ, Dehkan’ı İran'ın en önemli "seçmeni" Lider Hamaney için potansiyel olarak çekici bir aday yapan şeydir. Hamaney, İran’ın siyasi elitini “genç” ve “Hizbullah”, ya da farklı bir ifadeyle, seksenlik değil ideolojik açıdan katı bir hükümet kurmaya çağırdı.

Burada, Dehkan’ın özellikle son yıllardaki yorumları önemlidir. Amerika'ya karşı sert eleştirilerini sundu ve kariyeri boyunca her zamankinden daha kritik dönemeçlerde zorba kürsüsüne sarıldı. Örneğin, 2020'de Dehkan, CNN ile televizyonda yayımlanan özel bir röportaj sırasında bu Ocak ayı başlarında İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesine ABD'yi bir yanıt vermekle tehdit etti. Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ı "terörist" olarak nitelendirdi ve Beyrut'taki son liman patlamasının arkasında İsrail'in olduğunu iddia etti.

Dehkan’ın diğer bazı İranlı askeri yetkililer gibi daha tartışmacı tavrı, rejim tarafından hem yurtdışındaki düşmanları cezalandırarak caydırıcılığı vurgulamak, hem de İran'ın dış baskılara dayanma kabiliyetine şüpheyle yaklaşan ülke içindeki izleyicilere kararlılık ve sakinlik sinyali vermek için kullanılıyor. Örneğin Dehkan, "Onlar [ABD] tarafından yapılacak herhangi bir eylem, İran ulusunun kararlı ve elem verici bir tepkisiyle karşılanacaktır" demişti.

Hamaney ise konforu, caydırıcılık için bir duruş olarak bu tür bir savaşçılığı teşvik etmekte buldu. Önemli bir örnek, Hamaney'in Nisan 2019'da yaptığı pozisyon değiştirme hamlesidir. O zamanki Tuğgeneral, şimdi Tümgeneral Hüseyin Selami, tüm Muhafız Kolordu Komutanı olarak Tümgeneral Muhammed Ali Aziz Caferi'nin yerine getirildi. Kendisinin niteliklerinden ziyade, Hüseyin Selami’ye yapılan yorumla, terfi için çekiciliğini artırmış oldu. İran cumhurbaşkanlığının son derece kamusal olan yapısını unutmamak için Hamaney, parlamento, yargı, savunma teşkilatı ve pek tabii ki Muhafız Teşkilatı'nın dümenindeki muhafazakarları taklit edebilecek bir "karşı yumruk başkanı" arıyor olabilir.

Hamaney, otuz yıldır İran'ın en güçlü kişisi olmaktan keyif alırken, şu anda seksenlerinde. Kalıcı bir miras yaratma ve İslam Devrimi'ni koruma çabasıyla, Hamaney hiziplere dayalı iç çatışmaları ortadan kaldırmayı veya en azından hizipçiliğin İran'ın iç ve dış politikasıyla ilişkisini azaltmayı gerekli bulabilir. Lider Hamaney önümüzdeki dört ila sekiz yıl içinde ölürse, partizan kırılmaları ve hayal kırıklıkları karşısında devrimci kararlılığı sağlamak için en iyi iddiası, radikalleri ve eski İDMO gazilerini neredeyse tüm güç pozisyonlarında içeren hizip sonrası bir İran yapmak olacaktır. İşte Dehkan tam burada devreye giriyor.

Dehkan’ın sisteme olan sadakati, özgeçmişiyle ve aynı zamanda ihtilaflar sırasında hem rejimin çıkarını hem de liderin imajını korumasıyla da kanıtlanıyor.

Örneğin, daha önce bir televizyon programı kendisine, Ruhani'nin neden kendisini ikinci dönem savunma bakanı olarak seçmediğine dair bir baskı yapıldığın, Dehkan partizan görüşlerini paylaşmayı reddetti ve Ruhani'nin ona zarar verdiği yönündeki tüm imaları reddetti. "Amaç, devrime, sisteme ve insanlara hizmet olduğunda, somurtmanın hiçbir anlamı yoktur" dedi. Bu, Dehkan’ın ilk kez takındığı bir tavır değildir. Dehkan’ın 2009'daki hileli başkanlık yarışmasının en parlak anlarında Yeşil Hareket Lideri Mir-Hüseyin Musevi'ye kendisinin siyasi “sahnede” kalmasını sağlayacak iki yönlü bir yaklaşımla protestolara son vermesini tavsiye ettiği bildirildi.

İlk yapılacak şey Musevi'nin seçim sonuçlarını Ahmedinejad lehine kamuoyu önünde kabul ederek rejimi birleştirmesini sağlamak ve ardından Hamaney'e endişelerini anlatan bir mektup yazmak idi. Buna gerekçe ise asla rejimin alenen zayıflatılmaması veya kirli çamaşırlarının dökülmemesi ve Hamaney'e olan bu sadakatin her zaman bir numaralı öncelik olması idi. Dehkan ülke içi eleştirileri yanıtladığında bile, genellikle aynı konuşmada Hamaney'i övmeye geri döner. Kendisi İran dış politikası hakkında daha geniş bir röportajda "Devrimin Lideri ile birkaç yıldır çalışıyorum, doğru şeyi yapmak istemeniz ve onun sizi desteklememesi mümkün değil" dedi.

Bu gücün farkında olan Dehkan, İslam Cumhuriyeti'ne yaptığı hizmetin partizan sonrası veya hizip dışı niteliğini vurgulamaya çalışıyor. İki yıl önceki bir röportajda Dehkan, onur nişanı olarak hiçbir siyasi gruba üye olmadığını savundu. Dehkan, İDMO ile onlarca yıllık ilişkisini bir anlığına bir kenara bırakırsak, (ki bu en önemli askeri, politik ve ekonomik bir gruba ait olduğu şeklinde yorumlanmalıdır), bu bakımdan benzersiz değildir. Unutmayalım ki, 2013'te cumhurbaşkanı için kampanya yürütürken, o zamanki aday olan Hasan Ruhani de, "Aşırılıkla bir ilişkim yok" ve "Ben hiçbir zaman aşırılıkçı olmadım, ne sağ ne de sol gruplarda.” demişti.

Dehkan ve Ruhani, İran'ın seçilmemiş güvenlik devletine yıllarca hizmet verdikleri göz önüne alındığında doğal bir seçim bölgesine sahip olmadıkları için daha fazla benzerlik paylaşırken, eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani'nin öğrencisi olan Ruhani açıkça reform hareketinin peşinden koştu. Dehkan’ın siyasi akıl hocasının kim olabileceği belirsizliğini hâlâ koruyor, ancak bir Muhafız ve bir savaş gazisi olarak daha güçlü bir destek ağına sahip olduğu açık. Bununla birlikte, bu ağın salt varlığı, otomatik olarak 2021'de Dehkan zaferine dönüşüyor olacak. İran'ın seçim çekişmeleri temsili hükümette kesin bir uygulama olmasa da, askeri liderliğindeki bir hükümetin ne kadar popüler olacağı, en iyi ihtimalle bile, oldukça tartışmalı bir durumda. Kahramanlara tapmak İran siyasi kültüründe derin köklere (modern tezahürlerle) sahip olabilir, ancak diğer otoriter rejimlerle karşılaştırıldığında, modern İran tarihi, savaş ve siyasi geleneklerin başarılı bir şekilde birleşmesinin örnekleriyle dolu değildir (elbette bazı istisnalar bunun dışındadır).

Dehkan’ın bu geniş ağından yararlanma ve cumhurbaşkanlığına aday olma kararı, İran siyasetinde (son parlamento seçimlerinde olduğu gibi) artan aşırı sert bir yükselişin daha fazlasının bir göstergesidir. Bu, İDMO’nun İran'ın kilit siyasi ve ekonomik kurumlarının kontrolünü sağlamlaştırma girişimi olabilir. Yine bu, bazı alimlerin rejimin bürokratik kökenleriyle gerilim içinde olduğunu iddia ettiği bir hareket olabilir. (not: diğer alimler, bürokrasi kanadını ve askeri kanadını birbirlerine daha çok destekleyici olarak görüyorlar). Bu bakımdan, İslam Cumhuriyeti'nin kurucu babası Ayetullah Ruhullah Humeyni'nin, askerleri “siyasi oyunlardan uzak durmaları” ve siyasete girmemeleri konusunda uyardığını hatırlamakta fayda var. Bugüne kadar, İslam Cumhuriyeti'nin eski bir İDMO generali hiçbir zaman başkan olarak görev yapmadı. Ahmedinejad, Devrim Muhafızları ile bağı olan tek cumhurbaşkanıydı. İslam Cumhuriyeti’nin son 41 yıldaki yedi cumhurbaşkanından dördü din adamıydı ve üçü sivildi, bunlardan biri bürokrat bir aileden geliyordu.

Washington'a girmek mi?

Dehkan’ın Muhafız Konseyi tarafından resmi olarak onaylanması ve daha sonra başkanlığı kazanması durumunda, Washington, İslam Cumhuriyeti ile kademeli diplomasiyi daha da büyük bir siyasi meydan okuma haline getirecek bir önerme olan, yaptırım uygulanmış bir İran cumhurbaşkanı ile ilk kez uğraşacaktı. Dahası, Tahran'da Washington’la (ve özellikle de Başkan Trump’la) diplomasiye karşı artan bir muhalefet var; ve bu, Yüksek Lider Hamaney, Dehkan ve diğer siyasi pozisyonlardaki DMO gazilerinin kamuoyunda tartışıp durduğu bir konudur. Bunların çoğu, İran'ın mevcut yaptırım fırtınasını nasıl bastırdığına bağlı. Bu Kasım ayında eski Başkan Yardımcısı Joe Biden başkanlık seçimini kazanırsa Washington'da değişecek konulardan yalnızca biri de bu mevzudur.

Bazıları, DMO hakimiyeti için gizli bir perde niteliği taşıyacak olan Dehkan’ın başkanlığı, Washington’dan yüzleşmek için mutlak bir politika değişikliği gerektirdiğini iddia ediyorlar. Fakat bu yazar bu iddialarla kesinlikle aynı fikirde değil. Geçtiğimiz dört yıl içinde Washington, İran'ın siyasi sisteminde ılımlıların var olduğu ve bir seçici angajman ve diplomasi programıyla desteklenebileceği iddiasından vazgeçmiş görünüyor. Bu nedenle, kazançları düşürmek için tasarlanan gelişmiş petrol yaptırımlarıyla eş zamanlı olarak makro-ekonomik daralmayı teşvik etmek için tasarlanan geniş tabanlı yaptırımların yanı sıra kilit sektörlere yönelik sektörel yaptırımların kullanımı, mevcut yönetim için varsayılan ulusal güvenlik aracı olmuştur.

Bir DMO generali gelecek yıl İran cumhurbaşkanlığını kazanırsa, İran hükümetinin farklı kolları veya birimleri arasında ayrım yapmadığından o yolda önde kalmalıdır. Asıl daha önemli ve kafa karıştırıcı olan siyasi tartışma, Donald Trump'ın mı yoksa Joe Biden yönetiminin mi bu tür ekonomik baskıyı kinetik araçlar gibi diğer araçlarla destekleyip desteklemeyeceğidir, çünkü DMO hakimiyeti altındaki bölgedeki risk toleransı yüksek ve agresif bir Devrim Muhafızları Ordusu beklenebilir.

Bekleneni beklemek

Dehkan’ın başkanlık seçiminin, birkaç başarısız cumhurbaşkanlığı görevine katılan eski İDMO Komutanı Muhsin Rızai gibi önceki askeri bireylerinki gibi sonuçlanıp sonuçlanmayacağını zaman gösterecek. Ancak Dehkan’ın özgeçmişi, o sırada doğru yerde bulunmuş ve yol boyunca doğru arkadaş ağını kazanmış biri olarak okunuyor. Sağduyu, Washington'un gözlerini kendisine, kampanyasına ve İran'ın bir sonraki cumhurbaşkanı olmak isteyen diğer askeri bağlantılı bireylere göz kulak olması gerektiğini söylüyor.

FDD için kaleme alınan bu analiz Mepa News okurları için Kübra Doğrusözlü tarafından Türkçeleştirilmiştir.

Bu yazı toplam 8255 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Behnam Ben Taleblu Arşivi