İdlib’de HTŞ’yi hedef alan saldırılar ne anlama geliyor?
İdlib’de dün gece saatlerinde HTŞ’yi hedef alan bir başka saldırı düzenlendiği iddia edildi. Peki bu saldırılar ne anlama geliyor?
8 Aralık 2020’de İdlib kent merkezindeki El Mutlak isimli kontrol noktasına yönelik düzenlen saldırıyı üstlenen ve bu üstlenmeyle birlikte aynı zamanda kuruluşunu ilan eden “Abdullah bin Uneys Cemaati” geçtiğimiz gece yeniden HTŞ’ye yönelik bir saldırı düzenlendiklerini iddia etti.
İdlib kent merkezinde, Binniş kasabası yolu üzerinde, HTŞ’ye ait bir kontrol noktasının “roketlerle hedef alındığı” ifade edilen açıklamada, saldırının detaylarına dair ayrıntı verilmiyor.
Açıklamada, HTŞ liderleri ve savaşçıları hakkında, dinden dönen anlamına gelen “Mürted” ifadesi kullanılıyor ve saldırıların devam edeceği ifade ediliyor.
“Abdullah bin Uneys Cemaati” isimli grubun açıklamasında HTŞ, “mücahitlere karşı yürüttüğü operasyonlar, Müslümanların kutsallarını hiçe saymak ve silah dükkanlarını kapatmak” gibi suçlamalarla itham ediliyor.
HTŞ’ye yönelik saldırılar ne anlama geliyor?
Geçtiğimiz dönemde İdlib’de HTŞ karşıtı söylemler bugün yerini saldırılara bırakmış durumda. HTŞ’nin özellikle Hurras ed Din ile bağlantılı olduğunu iddia ettiği kişilere yönelik gerçekleştirdiği gözaltı operasyonları, HTŞ karşıtlarını daha da agresifleştiren bir unsur olarak ortada duruyor.
HTŞ’nin Türkiye ile çalışma şeklini ağır bir dille eleştiren Abdullah bin Uneys Cemaati grubunun, Ensar Ebu Bekir es-Sıddık Seriyyesi ve Hattab eş-Şişani Ketibeleri ve Öncü Mücahid Örgütü grupları ile bağlantılı olma ihtimalinden daha önce bahsetmiştim.
Farklı birçok grup ve isimle Türkiye, Rusya ve HTŞ’ye yönelik saldırılar gerçekleştiren bu grupların etkileşimleri, özellikle HTŞ’nin Hurras ed Din grubuna yönelik operasyonu sonrasında ciddi bir artış gösterdi. Süreç içerisinde HTŞ’ye karşı saldırılar gerçekleştiren bu grubun daha farklı, ses getirecek saldırılar düzenleme ihtimali de bulunuyor.
HTŞ açısından bakacak olursak, Rusya ve İran tarafından desteklenen Beşar Esed rejiminin olası saldırılarına karşı temas hatlarını dirençli bir şekilde aktif tutmaya çalışması, İdlib’de yerel otoriteyi sağlaması ve Türkiye ile yürüttüğü ilişkiyi dengede tutabilmesi, belli konularda muhalif grubun elini meşgul eden konular.
HTŞ bir yandan bu konularla meşgul olurken, diğer yandan da kendisine yönelik başlatılan bu saldırıların -her ne kadar küçük boyutlu olsalar da- önüne geçmek zorunda. Grup bu bağlamda sürekli olarak iç güvenlik operasyonları gerçekleştirip, İdlib kırsalındaki farklı noktalara baskınlar düzenliyor ve çok sayıda kişiyi gözaltına alıyor.
Karşıt grupların açıklamalarında kullandıkları dil ve üslup, İdlib’deki askeri otoriteyi elinde bulunduran HTŞ’yi açık bir düşman olarak gördüklerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu da, imkanları nispetince her türlü saldırı şeklini muhalif grup üzerinde denemelerinin önünde bir engel olmadığını gösteriyor.
Bu paralelde, ismi geçen HTŞ karşıtı grupların gelecek dönemde spesifik hedef odaklı saldırılar gerçekleştirip, kamuoyunda daha fazla gündeme gelmeleri muhtemel. Bunun farkında olan HTŞ’nin de iç güvenlik operasyonlarına hız verdiği dikkatlerden kaçmıyor.
Bu yazı Halid Abdurrahman'ın kişisel bloğundan alınmıştır.