Selim Demir

Selim Demir

Joe Biden, Taliban ve Afganistan'da barış süreci: Ülkeyi ne bekliyor?

Joe Biden, Taliban ve Afganistan'da barış süreci: Ülkeyi ne bekliyor?

1970'lerden bu yana savaşın devam ettiği Afganistan'da, savaş sürecini sona erdirmeye yönelik ciddi bir uluslararası siyasi adım atılmadı.

Sovyetler Birliği işgali, 'mücahit' gruplar arası iç savaş, Taliban iktidarı ve ABD işgali gibi süreçlerin tamamı askeri olarak çözülmeye çalışıldı. Son olarak 2001 yılından bu yana devam eden ABD işgali sürecinde de her iki taraf, sorunu savaşla çözmek için gayret sarf etti. 19 yıl boyunca devam eden savaşı sona erdirmek için, Afganistan'ın yakın tarihindeki en gerçekçi adım ise, 29 Şubat 2020 tarihinde atıldı.

Doha Anlaşması ve Trump'ın ısrarı

Bu tarihte Katar'ın başkenti Doha'da ABD ile Taliban arasında, 19 yıllık savaşı sona erdirmek üzere bir anlaşma imzaladı. İmzalanan anlaşmayla birlikte ABD, 2021 Mayıs ayına kadar Afganistan'dan tamamen çıkmayı taahhüt etti. İlerleyen süreçte ise ABD Başkanı Donald Trump, bu tarihten daha önce tüm Amerikan askerlerini Afganistan'dan çekmek istediğini belirtti.

Trump, bu ısrarını sürdürerek, Ekim ayında yaptığı bir açıklamada, 25 Aralık'taki Noel'e kadar Afganistan'daki ABD askerlerinin sayısının düşürülmesi gerektiğini belirtti. Afganistan'dan çekilme konusunu gerek 2016 yılında Başkan seçilmeden önce, gerekse başkanlığı sırasında ısrarla dile getiren Trump için, askerleri bir an önce ülkeden çekmek oldukça önemli bir meseleydi.

Trump yönetim, Kasım ayı ortasında aldığı bir kararla, 2021 yılı Ocak ayı ortasına kadar ülkedeki asker sayısını 2 bin 500'e düşürme kararı aldı.

Trump ile bürokrasi arasında Afganistan anlaşmazlığı

Trump'ın ısrarına rağmen, ABD bürokrasisi ve ordusu, Afganistan'dan çekilme konusunda Trump yönetimi kadar aceleci değildi.

Trump tarafından yapılan açıklamalara rağmen ABD'nin askeri yetkilileri ve üst düzey bürokratları, kendisiyle aynı görüşü paylaşmıyordu. Afganistan'dan erken çekilmenin hata olacağını ifade eden isimler, Afganistan'da küçük de olsa bir askeri birlik kalması gerektiğini de savundu. Bu durum, Trump yönetiminin kendi içerisinde de tartışmalara sebebiyet verdi.

Öyle ki, Trump Kasım ayı başında Savunma Bakanı Mark Esper'i görevden aldı. Esper'in, "Afganistan'den çekilmeyi kabul etmediği için" görevden alındığı öne sürüldü.

Pentagon ise Trump'ın tavrına karşı açıklamalar yaparken bir yandan da Afganistan'da zaman zaman Taliban'ı hedef alan hava saldırıları düzenledi. Taliban bu saldırılara tepki gösterdi.

ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararına bölgeden tepkiler

ABD'de daha küresel bir ideolojiyi benimseyen kesimlerin, Pentagon'un ve ABD bürokrasisinin yanı sıra, dünyadan da ABD'nin ülkeden çekilme kararına dair açıklamalar geldi.

ABD'nin Afganistan'dan tamamen çekileceği tarih yaklaştıkça, dünyadan gelen açıklamaların da sıklığı arttı.

Özellikle Afganistan'da yoğun olarak faaliyet gösteren Avrupa devletleri, bunların yanı sıra bölgede etkin olan Rusya ile Afganistan'ın sınır komşusu İran, erken çekilmeye karşı açıklamalar yaptı.

Avrupa devletleri siyasi görüşmeleri sıklaştırırken, Rusya lideri Vladimir Putin Ekim ayında "Afganistan'daki Amerikan askeri varlığının devam etmesinin tüm bölge güvenliği için olumlu ve faydalı olduğunu" söyledi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Resul Musavi ise, Kasım ayı ortasındaki açıklamasında, ABD'nin Afganistan'ı sorumsuzca terk etmemesi gerektiğini savundu.

Dünyadan gelen açıklamalar, Afganistan'da gelecek sürecin daha farklı seyredebileceğine işaret ediyor.

Joe Biden yönetiminin tutumu

Afganistan'da zaten uzun süredir karışık olan denkleme, ABD'de 3 Kasım'da gerçekleştirilen seçimler de eklendi.

Seçimlerde henüz kesin olmayan sonuçlara göre Demokrat aday Joe Biden, mevcut Başkan Trump'ı mağlup etmeyi başardı. Bu durum, Afganistan'da bir süredir devam eden sürecin değişebileceği tahminlerine yol açtı.

Yüksek ihtimalle ABD'nin yeni başkanı olacak olan Biden'ın, Afganistan'a dair Trump'tan farklı bir tutum izleyeceği düşünülüyor. Zira Biden, Afganistan'dan çekilme konusunda Trump'a muhalefet eden kesimlerin desteklediği bir adaydı. Yönetime geldikten sonra Biden'ın Afganistan stratejisini, ABD bürokrasisi ve ordusunun düşünceleri paralelinde tekrar şekillendirebileceği ifade ediliyor.

Biden, resmi olarak kazandığı açıklanırsa, 20 Ocak 2020 tarihinde ABD'nin yeni başkanı olarak göreve başlayacak. Trump ise, Ocak ayından önce tüm askerleri Afganistan'dan çekmek gibi bir düşünceye sahip. Bu kapsamda Afganistan'da geleceği dair daha net bir yorum yapabilmek için Ocak ayında Biden'ın göreve başlayacağı süreci görmek de gerekiyor.

Öte yandan Kabil hükümeti, Afganistan konusunda daha ılımlı ve ülkede kalma taraftarı olacağı beklenen Biden'ın başkan seçilmesini arzuluyordu. Hükümet yetkilileri bu yöndeki düşüncelerini birçok kez dile getirmişti.

Taliban ne düşünüyor?

Taliban ise Biden'ın seçilmesinin, ABD ile Taliban arasındaki anlaşmayı zedelemeyeceği görüşünde.

Anlaşmanın devlet statüsünde akdedildiğini ifade eden Taliban, yaptığı açıklamalarda geleceğe dair iyimser yorumlarda bulundu.

Taliban'ın Siyasi Ofis Sözcüsü Dr. Muhammed Naim, sürece dair şu ifadeleri kullanmıştı:

"Amerika Birleşik Devletleri yönetimindeki değişimin, Amerika'nın Afganistan'a bakışını değiştirmeyeceğini umuyoruz. Birleşik Devletler ve İslam Emirliği arasındaki anlaşma iki ülke halkının da çıkarına. Ve iki tarafın da uygulamaya bağlı olması gereken bu anlaşma, ABD'nin elinde, tarihlerindeki en uzun savaşı bitirme adına önemli bir belge. Savaşın devam etmesi ve uzaması, iki tarafın da çıkarına değil."

Anlaşma: Amerikan devleti mi Trump mı?

ABD'deki yönetim değişikliğinin ardından Afganistan anlaşmasının tekrar gündeme gelmesi, imzalanan anlaşmanın ihlal edilmesi ihtimalini de akla getirdi.

Bilindiği gibi anlaşma, doğrudan bir şekilde ABD devletiyle Taliban arasında akdedildi. Yani ABD'de yönetim değişikliği olsa bile, uluslararası teamüllere göre söz konusu anlaşma yeni ABD yönetimini de bağlıyor.

Bu açıdan anlaşmanın tarafının Trump yönetimi değil, bizatihi Amerikan devleti olduğunu akılda bulundurmak gerekiyor. Eğer Biden yönetimi herhangi bir şekilde Trump devrinde imzalanan anlaşmadan geri çekilirse bu, teamülleri aşan bir tavır olacak.

Bölge uzmanları da ABD'nin böyle bir hamleyi doğrudan yapmayacağı görüşünde.

Afganistan'da itiraz sesleri

Afganistan için yeni bir dönemin başlayacağı düşünüldüğünde, son dönemde artan itirazları anlamak mümkün. Özellikle ABD'nin çekilmesiyle Afganistan'da Taliban etkinliğinin artması, bölgedeki aktörlerin de ses yükseltmesi sonucunu doğuruyor.

Başta Kabil hükümeti olmak üzere Avrupalı devletler, Rusya, İran, Hindistan gibi tarafların ülkede Taliban'ın yeniden iktidar olmasına karşı sert bir tutumu mevcut. Bu tutum paralelinde ABD'nin Afganistan'dan çekilmemesi, bölgede Taliban'a karşı askeri güç bulundurulması, geçiş sürecinin bu kadar hızlı yaşanmaması yönünde yerel girişimler göze çarpıyor.

Bundan sonra ne olacak?

Afganistan'da sürecin nasıl devam edeceğini net olarak görebilmek için öncelikle ABD'de Biden'ın göreve başlayacağı 20 Ocak 2021 tarihini beklemek gerekiyor. Sahada büyük değişimler olmazsa, Biden'ın göreve başlayacağı tarihte Afganistan'da 2 bin 500 ABD askeri bulunacak. Aynı zamanda Doha Anlaşması kapsamında ABD'nin Afganistan'ı tamamen terk etmesi için yaklaşık 3 ayı kalacak.

ABD'nin yeni dönemde Afganistan'a yaklaşımının nasıl olacağı ise en büyük merak konusu. Bölge uzmanları bu konuda bir fikir ayrılığı yaşıyor. Bazı uzmanlar ABD'nin ne olursa olsun Afganistan'a geri dönmeyeceği, tarihinin en uzun savaşını bitirme fırsatını kaçırmayacağı görüşünde. Bazı uzmanlar ise ABD'nin Doha Anlaşması'nı revize ederek Taliban iktidarını engellemek isteyeceğini düşünüyor.

Her iki görüşün de isabetli yanları olmakla beraber, bölge ülkelerinin, küresel aktörlerin ve ABD bürokrasisinin, Afganistan'dan çekilmeye dair görüşlerinin son dönemde olumsuz olduğunu söylemek mümkün. Zira yakın zamana kadar ABD'nin Afganistan'dan çekilmesi kağıt üzerinde bir meseleyken, yaklaşık 1 yıldır sahaya yansıyan bir bölge gerçeği niteliğini kazandı. Bu gerçekliğin bölgeye olan yansımalarını kendi aleyhlerine gören tarafların Afganistan'da gidişatı etkilemek isteyecekleri bir gerçek.

Bu doğrultuda, ülkeden çekilmeme konusunda ABD tarafının elindeki en büyük koz, sorumluluğu Taliban'ın üzerine saldırılarla barış sürecini sona erdirmek. ABD tarafı Taliban'ın ülke genelinde şiddeti artırdığı, ABD askerlerine saldırı düzenlediği, sivil alanlara saldırdığı gibi gerekçeler ileri sürebilir. Bu şekilde Doha Anlaşması'nın ihlal edildiğini ileri sürebilir ve masadan kalkarak 'savaşa devam' kararı verebilir. Bu kararın ABD'ye yönelik doğrudan bir olumlu yansıması olmayacağı gibi, Afganistan'da savaş devam eder ve Taliban iktidarı engellenir. Ancak ABD 19 yıldır olduğu gibi ciddi miktarda maddi kaynağı Afganistan'da harcamaya, insani ve iktisadi kayıplar vermeye devam eder. Amerikan bürokrasisinin böylesi bir kaybı göze alıp almayacağı merak konusu.

Diğer ihtimalde ise ABD, Doha Anlaşması'na bağlı kalarak, Mayıs 2021'e kadar Afganistan'ı tamamen terk eder. Bu olasılık gerçekleşirse, Afganistan'da Kabil hükümetinin çöküşü ve Taliban'ın tekrar iktidara gelme süreci başlayabilir.

Afganistan'da yakın gelecekte yaşanması muhtemel olayları daha iyi okumak için, ABD'de seçim sonuçlarının kesin olarak belli olmasını ve Biden'ın göreve başlayacağı 20 Ocak 2021 tarihini beklemek gerekiyor.

Kaynak: Mepa News

Bu yazı toplam 16421 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Selim Demir Arşivi