Sudan uzun yıllar sürecek bir iç savaşa mı sürükleniyor?
19 aydır devam eden çatışmaların ardından Sudan'daki iç savaş halen devam ediyor ve görünürde savaşın bir sonu yok.
Sudan Silahlı Kuvvetleri (SSK) ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışma, üç uluslararası sivil toplum kuruluşuna göre dünyanın en kötü yerinden edilme ve tarihi boyutlarda bir açlık krizine yol açtı.
Sahadaki dinamikler, bir yılı aşkın süredir devam eden kontrolün ardından HDK'nın büyük zorluklarla karşılaşmaya başladığı Eylül sonundan bu yana, SSK'nın Hartum'a ilerlemesi ve SSK'ya bağlı Darfur Koruma Gücü birliklerinin (Darfur'daki silahlı gruplardan oluşan bir koalisyon) bölgede HDK'ya karşı birden fazla cephe açmasıyla büyük ölçüde değişti.
Ayrıca SSK, üç eyaleti birbirine bağlayan stratejik Cebel Muya bölgesinin kontrolünü yeniden ele geçirdi. Söz konusu bölge, Sennar, Beyaz Nil ve El Cezire yerleşimlerine erişim ve ikmal hatlarının kontrolü için hayati önem taşıyor.
HDK savaş alanı dışında da giderek artan bir izolasyonla karşı karşıya. ABD Hazinesi Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC), HDK'nın tedarik şefi ve milis grubun lideri Muhammad Hamdan Dagalo'nun (Hemidti olarak da tanınıyor) küçük kardeşi Algoney Dagalo'ya milis gruba "silah tedarik etme çabalarına öncülük ettiği" gerekçesiyle yaptırım uyguladı.
Genç Dagalo'ya yaptırım uygulanmasının ardından, HDK'nın resmi hesabı ve Hemidti'ninki de dahil olmak üzere HDK'ya bağlı hesaplar, şiddet ve nefret söyleminin teşvik edilmesine ilişkin platform kurallarının ihlali nedeniyle X tarafından askıya alındı.
HDK'nın Facebook hesabı da "Tehlikeli Örgütler ve Kişiler Politikasını ihlal ettiği" gerekçesiyle askıya alınmıştı.
Askeri zorluklarına ek olarak HDK, üst düzey bir komutan ve grubun orta Sudan'daki yüzü olan Ebu Akla Kikal'ın Ekim ayı başlarında kendisine bağlı güçlerle birlikte orduya teslim olmasıyla büyük bir darbe aldı.
Hemidti'nin danışma ekibinden adının açıklanmasını istemeyen eski bir üyesine göre bu, HDK'nın kaçınılmaz olarak Orta Sudan'dan çıkarılması ve ülke genelinde zayıflatılmasıyla devam edecek bir sürecin başlangıcı.
Adının gizli kalması şartıyla konuşan kaynak, "HDK, SSK'yı ezme planını hiçbir zaman gerçekleştiremedi. Şimdi özellikle Orta Sudan'da toprak kaybettiğine göre, HDK askerleri ve komutanları kendilerini kurtarmak için daha fazla firar edecek." ifadelerini kullandı.
Kikal'ın ordu güçlerine teslim olması, Kikal'ın kendi Şükriye kabilesine ev sahipliği yapan Doğu Cezire'de HDK güçleri tarafından etnik saldırı dalgalarını ortaya çıkardı.
Saldırılar 1200'den fazla sivilin hayatını kaybetmesine ve 130 binden fazla insanın yerinden edilmesine yol açarak, Sudan'ın sivilleri kabileler arasında daha da birbirine düşürebilecek bir çatışmaya doğru sürüklenebileceği endişelerini artırdı.
Savaşa karşı çıkan sivil ve siyasi grupların oluşturduğu bir ittifak olan "Tekaddum" sözcüsü Bekri Elcak el Medni, geçtiğimiz günlerde Sudan'daki çatışmanın "kapsamlı bir iç savaşa" dönüşme riski taşıdığı uyarısında bulundu. Ayrıca SSK tarafından kontrol edilen bölgelerde "seferberlik ve askere alma işlemlerinin etnik ve kabile temelinde yürütüldüğü" uyarısında bulundu.
Bu endişeler, Şükriye kabilesi reisi Ahmed Ebu Sin'in kabile üyelerini harekete geçmeye ve HDK'nin "acımasız saldırganlığını püskürtmek için" SSK'nın yanında yer almaya çağıran son açıklamalarından kaynaklandı.
Bu çağrı, SSK'nın Doğu Sudan'da aralarında Nadendeva, Beni Amir ve Reşayda'nın da bulunduğu ve topluluklarını olası HDK saldırılarına karşı savunmak için silahlanmaya hazır olduklarını gösteren çok sayıda kabileyi eğitmesi ve harekete geçirmesine ek olarak geldi.
Sudan'daki savaş Darfur'da toplumlar arası gerilimleri yeniden alevlendirmiş ve başka yerlerde yeni kabile sürtüşmeleri yaratmış olsa da, Kuzey Darfur'daki Faşir'den The New Arab 'a konuşan gazeteci Muammer İbrahim'e göre Sudanlılar ortak bir düşmana karşı hiç bu kadar birlik olmamıştı.
İbrahim, "Sudan'ın tüm bölgelerindeki Sudanlılar Hızlı Destek Kuvvetleri'ne karşı birleşmiş durumdalar" dedi.
İbrahim ayrıca, orduyu destekleyen SSK ve Darfur Koruma Gücü saflarında moraller daha yüksek olduğu için HDK'nin ölümcül bir düşüş içinde olduğuna inanıyor.
"Hızlı Destek Kuvvetleri özellikle Darfur'da zayıflık ve çöküş halinde. Silah tedarik kaynakları artık Darfur Koruma Gücü'nün elinde, eskiden serbestçe getirdikleri silahları artık getiremiyorlar." diye ekledi İbrahim.
HDK giderek zayıflıyor gibi görünse de misilleme saldırıları, ayrıca Cezire'de ve kontrolü altındaki diğer bölgelerde yaygın cinsel şiddet kullanımı hız kesmeden devam ediyor.
Bu durum bir sivil koruma gücü kurulmasına yönelik uluslararası çağrıları güçlendirdi, ancak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres kısa süre önce "Sudan'da sivilleri korumak için bir Birleşmiş Milletler gücünün başarılı bir şekilde konuşlandırılması için koşulların mevcut olmadığını" bildirdi.
SSK'nın konuşlandırılacak herhangi bir uluslararası gücü düşman savaşçılar olarak göreceğini ve böyle bir hareketi Sudan'ın egemenliğinin açık bir ihlali olarak göreceğini zaten açıkça belirttiği göz önüne alındığında, Guterres'in kararlılığı şaşırtıcı değildi.
SSK kendisini savaşta daha etik bir taraf olarak sunarken, sivilleri koruma konusundaki eksikliklerini ve ayrım gözetmeyen hava saldırılarıyla sivilleri hedef aldığını vurgulayan vatandaşlardan da yaygın eleştiriler aldı.
SSK şefi Abdulfettah el Burhan, X'te yaptığı bir paylaşımda "Dagalo'nun ailesinin terörist milisleri masum vatandaşların kanını döktükçe, Sudan halkının onlara direnmeye daha da kararlı olduğunu" yazdı.
Bu paylaşım, orduya iltica eden HDK komutanı Kikal'ın "sorgusuz sualsiz" aftan yararlanmasından birkaç gün sonra yapıldı. Af, kendisini ve güçlerini HDK'nin Aralık 2023'te Cezire eyaletine girmesinden bu yana işlenen zulümlerden akladı.
Açıklama kamuoyunda öfkeye yol açtı ve çok sayıda kullanıcı, yorumlarda endişelerini dile getirdikten sonra Burhan'ın hesabı tarafından engellendiğini bildirdi. Bu gerçeklerin başında da SSK'nın eyaletteki sivillere müdahale etmek ve onları korumak için hiçbir şey yapmadığı gerçeği geliyordu.
Adının açıklanmasını istemeyen Sudan ordusundan emekli bir albaya göre mevcut koşullarda sivillerin korunması ordu için zor. Özellikle de HDK kendi kontrolü altındaki ve cephe hattından uzak bölgelerdeki sivillere saldırdığı için.
The New Arab'a verdiği demeçte albay şunları söyledi:
"Cezire'deki askeri varlık her zaman seyrek olmuştur çünkü tarihsel olarak, önemli bir askeri varlığa asla ihtiyaç duymayan güvenli ve sakin bir tarım alanıdır. Bu bölgelere takviye kuvvet göndermek ordu için kolay değil çünkü böyle bir operasyonun lojistiği ordunun dikkatini diğer operasyonlardan uzaklaştırabilir ve bu bölgelerde ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar daha fazla sivil kayba neden olabilir."
Aralarında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in de bulunduğu pek çok kişi için en iyi çözüm savaşın sona erdirilmesinde yatıyor. Guterres, Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada "çatışmaya bir son vermek için diplomatik çabaların yoğunlaştırılması" çağrısında bulundu.
Hemidti'nin 9 Ekim'de HDK'nin Jebel Moya'yı kaybetmesinin ardından yaptığı konuşmada Mısır'a yönelik suçlamalarda bulunması ve savaş uçaklarının HDK mevzilerinin vurulmasında doğrudan rol oynadığını ve bunun da SSK'nın bölgeyi kontrol altına almasına yardımcı olduğunu iddia etmesinin ardından barış ihtimalleri daha da uzaklaştığı için bu da zorlaştı.
HDK henüz iddiasını destekleyen herhangi bir kanıt sunmamış olsa da Hemidti şimdilik Mısır'ı barış sürecinden uzaklaştırdı ve her türlü müzakereye katılımını durduracağını açıkça belirtti.
Hem gizli Manama görüşmelerinin hem de Cenevre'de ABD öncülüğünde yürütülen müzakerelerin kilit gözlemcisi olan Mısır, çatışmaların patlak vermesinden bu yana Sudan'da akan kanı durdurmaya ve SSK ile HDK arasında ara buluculuk yapmaya çalıştı.
Ancak Hemidti'nin suçlamalarından bu yana Mısır'ın paramiliter lidere yönelik düşmanlığı, Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın resmi açıklamalarında artık güçlerinden açıkça "milis" olarak bahsetmesiyle belirginleşti.
Çatışmanın büyük bölümünde ve özellikle de son birkaç aydır barış görüşmelerine pek yanaşmayan SSK, görüşmelere katılımını Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) gözlemci sıfatıyla dahi olsa müzakerelerden dışlanması şartına bağlamıştı.
SSK'nın suçlamaları, BAE'nin HDK'ye verdiği desteği "inandırıcı" bulan bir BM Uzmanlar Paneli raporu tarafından da doğrulandı. Buna ek olarak, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen ve Sudan Çatışma Gözlemevi olarak bilinen bir grup, BAE'nin savaş süresinin çoğunda HDK'ye silah transferlerine dahil olduğunu "neredeyse kesin" olarak belirledi.
New Arab'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.