Adnan Salih

Adnan Salih

Yüksek kur modeli ekonomi Türkiye'yi kalkındırabilecek mi?

Yüksek kur modeli ekonomi Türkiye'yi kalkındırabilecek mi?

Bir ülkenin yerli para biriminin, dolar gibi uluslararası rezerv paralara karşı değer kaybı anlamında kullanılan yüksek kurun ihracata faydalı olduğu iddiaları Türkiye'deki duruma ne kadar uyuyor?

Makul aralıklarda kaldığı takdirde iş gücünü ucuzlatması nedeniyle yüksek kurun ihracatı kolaylaştırdığı doğru. Ancak bunun hem ihtiyaç duyulan ithal ürünleri pahalılaştırması nedeniyle refah kaybı gibi bir yan etkisi var, hem de bu teori ihraç ettiği ürünleri dışa bağlı olmadan üreten ülkeler için geçerli.

Ağustos böceği misali

Düşük kur ise ithalatı kolaylaştırdığı için bir refah dönemi oluştursa da, neticesi olan cari açık nedeniyle yazın keyif süren ağustos böceğinin kıştaki hazin sonuna benzer bir yola sokması pek çok ülkede sıklıkla karşılaşılan bir durum.

Türkiye'de 2021 yılı içerisinde liranın dolar karşısında iki kattan fazla değer kaybetmesi ihracata katkı sağladı mı?

İş gücünü ucuzlatması yönüyle evet fakat bu bedele değer miydi?

Yaşanan şey aslında doların değer kazanması değil, yerli paranın iki kat değer kaybetmesi.

Ani fakirleşme

Elbette böyle bir durumda da gerçek enflasyon %40-50 civarında seyrettiğinden bu durum tüm emekçilerin birden yüksek oranlarda fakirleşmesine neden oluyor.

Fakat konu Türkiye'deki ihracat olduğunda iş gücü ucuzlamasından daha önemli olan alan ihraç edilen ürünlerin üretim girdisi. Bu yazı tek cümleyle özetlenebilir ki: Türkiye'de ihracat ithalata bağımlıdır.

Tam da bu sebeple aşırı yüksek kur, iş gücünü aşırı ucuzlatıp ülke halkını fakirleştirmek dışında ihracata bir fayda sağlamayacaktır.

Türkiye petrol ve doğal gazda ithalata bağımlı bir ülke ve bunların hepsi dolarla fiyatlandırılıyor. Bu da Türkiye'yi üretimde kullanacağı yakıt, elektrik gibi gerekliliklerde ithalata bağımlı kılıyor.

İthalata bağımlılık

Türkiye tarımsal ihracat için gerekli tarımsal üretimde kullanılan suni gübrede de ithalata bağımlı.

İhracatın %90'ından fazlasını oluşturan sanayi ürünlerinde ise sadece yakıt ve elektrik üretiminde değil hammaddede, motorlarda ve daha pek çok kalemde ithalata bağımlılık bulunuyor.

Türkiye pek çok alanda üretim araçlarında da ithalata bağımlı. Yani pek çok üretici ihracat için ürettiği ürünün makinesini de ithalat yoluyla ediniyor.

Tüm bunlar aşırı yüksek kur nedeniyle Türkiye'nin aslında ihracat potansiyelini de değerlendirememesine, lira bazlı olarak düşünüldüğünde pahalıya ithal ettiği ürünleri işleyip ihracat yapmaya çalışmasına, iç piyasada ise aşırı pahalılığa neden oluyor.

Türkiye gibi coğrafi konumu oldukça stratejik ancak karbon yakıtlar ve ham madde gibi konularda dışa bağımlı, ağır sanayide henüz en gelişmiş ülkeler kategorisinde olmadığı için üretim araçlarında da yer yer dışa bağımlı bir ülkeye ne aşırı yüksek ne de aşırı düşük kur yarar sağlar. İlki fakirleştirici bir tasarrufa, ikincisi ise sonu iflas olan yalancı bir refaha neden olur. 

Türkiye konumunu ve potansiyellerini kullanıp ithal ettiği ham maddeleri işleyip katma değerden kazanarak zenginleşebilecek, güçlenebilecek bir ülkedir.

2000'li yıllarda uygulanan düşük kur-yüksek faiz uygulaması nasıl zararlıysa bugünkü aşırı yüksek kur da aynı şekilde zararlıdır ve ihracata faydalı değildir.

İhracatta görülen kısmi artış, çekilen sıkıntılara değmeyecek oranda ve tamamen emekçilerin iş gücünün aşırı ucuzlatılması nedeniyledir. 


Bu yazıda yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 3245 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum
Adnan Salih Arşivi