Cihadı seçkinlerle sınırlayanlar
Aralarında ilim talebeleri veya henüz bu yolda olan bazı cihatçılar, cihadi vasatı İslami ve mütedeyyin kesimlerle çatışma ortamına girmeye sürüklediler. Durumlarına kıyasla altından kalkamayacakları şartlar ileri sürdüler. Bu tutum, onlarla muameleye girmede ve onları cihada davette gerçek bir engel oluşturdu. Yine bu durum, cihad akımının halk desteğini yitirmesinde ve seçkinlerle sınırlı kalmasında büyük rol oynadı.
Birçok kesim ve bazı şahsiyetler, Müslümanlar üzerine vela-bera kaidelerini uygulayarak tali savaşlara girdiler. Cihadi akım onları tek bir safta kuşatacağı yerde, ya da en azından saldırganların uzaklaştırılmaları için tek bir ittifak altında olmaları veya onları tarafsızlaştırmaları yerine, onlardan beri oldular.
Cihatçıların birçoğu bu menhec akımından ötürü sıkıntılara girdiler. Ümmeti daha iyi bir şekilde cihad farizasını yerine getirmeye sevk etmek mümkünken, bunların birçokları ilişkileri ve maslahatları ifsat ettiler.
Bu durum, naslarda donukluk ve vakıasından başka yerlere tatbik edilmesiyle şekillenen hareket fıkıhlarının vakıayı kuşatamaması; öncelikler fıkhını, maslahat ve mefsedeti gözetememesinden doğmuştur.
Bazı komutan ve liderlerle birçok tartışma ve müzakerelere girdiğimi, onlara; ‘selefi salihin menheci üzere selefi cihadi olmakla birlikte, Müslümanlara karşı şefkatli olmaya, onlarla birlikte cihad etmeye, -nihayetinde Ehli Sünnet vel-Cemaat dairesi içerisinde olan benimsedikleri fıkhi ve akidevi durumla birlikte- onları cihada çağırmamızı bir arada barındırmamız gerektiğini’ belirttiğimi hatırlıyorum.
Ancak maalesef çoğunlukla bizim bir vadide bu kardeşlerimizin ise başka bir vadide olduklarını görüyordum.
Kaynak: El Mukaveme kitabı
Tercüme: @ahdasulmelahim