Halid Abdurrahman

Halid Abdurrahman

El Kaide'nin Afganistan açıklaması ve geleceğe bakış

El Kaide'nin Afganistan açıklaması ve geleceğe bakış

El Kaide, Afganistan'da gösterdiği varlığa ilişkin yaptığı son açıklamada, grubun faaliyet alanına ve geleceğine ilişkin önemli bilgiler paylaştı.

Söz konusu açıklamaya, grubun İngilizce olarak yayımlanan "One Ummah" dergisinin Eylül ayında çıkan yeni sayısında yer verildi.

Derginin "Şüphesiz Biz Sana Apaçık Bir Fetih Verdik" başlıklı giriş yazısında, El Kaide'nin artık Afganistan'ı ABD'ye saldırmak için bir üs olarak kullanmadığı ifade edildi.

Bu durum, esasında Taliban ile ABD arasında 29 Şubat 2020 tarihinde imzalanan Doha Anlaşması'nda kararlaştırılan bir konuydu.

Bu konu Doha Anlaşması'nda şu ifadelerle kendisine yer buluyordu:

"Bu anlaşmanın ilanıyla birlikte, Birleşik Devletler tarafından bir devlet statüsünde tanınmayan ve Taliban olarak bilinen Afganistan İslam Emirliği, El Kaide de dahil olmak üzere, herhangi bir grubun yahut şahsın, Afganistan toprağını Birleşik Devletler ve müttefiklerinin güvenliğini tehdit etmek amacıyla kullanmasına engel olmak için müteakip tedbirleri alacaktır:

1. Birleşik Devletler tarafından bir devlet statüsünde tanınmayan ve Taliban olarak bilinen Afganistan İslam Emirliği hiçbir mensubunun, El Kaide de dahil olmak üzere diğer şahıs ve grupların, Afganistan topraklarını Birleşik Devletler ve müttefiklerinin güvenliğini tehdit etmek için kullanmasına müsaade etmeyecektir."

Taliban'ın anlaşma sürecinde El Kaide temsilcileri ile de fikir alışverişinde bulunduğu belirtilirken, hareketin Sözcüsü Zebihullah Mücahid, El Kaide ile bağlarını koparmanın anlaşmada yeri olmadığını, sadece grubun Afganistan'dan saldırı düzenlemeyeceğini kaydetmişti.

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan "One Ummah" dergisinde, konuya dair şu ifadelere yer verildi:

"Sonuç olarak, sevgili Afganistan diyarının İslam'ın merhametli gölgesi altına dönüşü sonrasında, bizler İslam ümmetine yeniden güvence vermek isteriz ki, Afganistan toprağından Siyonizm ve Amerika'nın kalelerine yönelik saldırılar durmuş olsa da Şer İmparatorluğu'na karşı bu mübarek cihad dünyanın diğer kısımlarından devam edecektir. Allah bize lütfunu ve ihsanını vadetmiştir. Ve bizler de İslam aleminin farklı bölgelerindeki savaş sahalarında sebatımızı sürdürmeliyiz.

Bilhassa Haçlı düşmanın saldırısı altına olan bölgelerde... Güvenimiz sadece Allah'a dayanmıştır ve adalet arayışımız sürecektir. Amerika ve müttefiklerini avlamaya devam edeceğiz, ta ki İslam aleminin işlerine müdahil olmaktan vazgeçsinler ve dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara yönelik zulümlerini sona erdirsinler.

İslam alemi üzerindeki Haçlı hegemonyasını zayıflatmayı ve tüm İslam beldeleri -Kabil'in kurtarıldığı gibi- kurtarılıncaya kadar düşmanın savaşma iradesini kırmayı hedefleyen onlarca senelik programımız hız kesmeden sürecektir.

Bu konudaki önceliklerimiz değişmemiştir:

- Mübarek Filistin beldesinin Siyonist pislikten temizlenmesi

- Guantanamo'dakilerden, İslam dünyasına Batı tarafından dayatılan otoriter sistemlerin parmaklıları ardındakilere kadar tüm Müslüman esirlerin serbest bırakılması

- Amerika'nın denizlerin ve okyanusların ötesine itilmesi, ta ki kendi işleriyle meşgul olmayı öğrensin ve İslam dünyasının işlerine müdahil olmaya son versin.

Afgan tecrübesi bir ders olarak Batı'ya yeter. Ki bu tecrübe İslam dünyasının her türden müdahaleye karşı hiçbir toleransı olmadığını ve Batı'nın İslam dünyasından ellerini çekme politikasını sürdürürse kendi evini daha iyi bir şekilde düzene koyabileceğini göstermiştir.

Son olarak, İslam ümmetine söz veriyoruz ki, Afganistan'da öğrenilen aynı derslerin, Müslümanların topraklarındaki tüm cihad beldelerinde tatbik edildiğini görecekler. Cihada samimi bir bağlılık, şeriatın ilkelerine sıkıca riayet, gücü elde ettikten sonra insanlara karşı genel bir yumuşaklık ve merhamet gösterme... Zira bizler kendimizi imam, mücahit, mü'minlerin efsanevi lideri Molla Muhammed Ömer'in mütevazı öğrencileri olarak addediyoruz."

Bu açıklamalar doğrultusunda El Kaide açısından bazı notlar üzerinde durmak mümkün:

- Grup Afganistan'ı dışarıya yönelik saldırılar düzenlemek üzere bir üs olarak kullanmayı terk ettiğini belirtiyor. Bu durum aslında daha önceki yıllardan bu yana kısmen bu şekilde devam ediyordu ve küresel boyuttaki saldırılar Somali-Yemen gibi bölgelere kaydırılmıştı. Örneğin 2015 yılındaki Charlie Hebdo saldırısında merkez Yemen'di.

- Afganistan ise daha genel bir çatı ve bir eğitim üssü hüviyetinde öne çıktı. El Kaide'nin 2021 Ağustos sonrası Afganistan'dan çekilmediği, varlığını güçlendirdiği ve özellikle son dönemde medya çalışmalarının ciddi şekilde ağırlık verdiği dikkat çekiyor. Bu da El Kaide'nin son yıllarda benimsediği anlayışın daha iyi tatbik edilebileceği bir alan anlamına geliyor. Grup genel mesajını dünya üzerine yaymak, özellikle halklar nezdinde itibarını artırmak, ABD-Batı etkisine karşı kitle ve grupları seferber etmek gibi sosyal-kültürel-medyatik amaçlarını böylece başarma fırsatı bulabilir.

- El Kaide, Taliban'dan "bölgeyi dışarıya yönelik saldırılar düzenlemek için bir üs olarak kullanmama" yönünde bir mesaj almış durumda. Grup bu mesajı kabullenmiş, benimsemiş vaziyette ve Taliban ile iş birliği devam ediyor.

- İki yapı 20 yıllık savaş sürecinde birbirlerinden ciddi oranda etkilendi. Özellikle Taliban'ın verdiği savaşın ilk yıllarında El Kaide'nin desteği önemli bir yer tutarken, ilerleyen dönemde Taliban El Kaide'den, El Kaide de Taliban'dan çok şey öğrendi. Son yılların "başarıyla" sonuçlanan tek gerilla savaşını veren iki yapı, pratik olarak eşsiz bir tecrübe edindi. Bu tecrübenin sonuçlarını Taliban açısından gördüğümüz gibi, El Kaide açısından da göreceğimizi söylemeliyiz. Bilhassa mesajın son kısmı bunu yansıtıyor.

- Bu kısım paralelinde El Kaide'nin halklarla olan ilişkileri, siyasi ve askeri yaklaşımı ve benzeri eğilimlerinde sahaya yansıyan etkileri görmek mümkün.

- Eymen ez Zevahiri ve sonrasına sıklıkla atıf yapılan bu dönemde El Kaide'nin gücünü ve kapasitesini yitirmediği özellikle medya çalışmalarından görülebiliyor. Mesajdaki "onlarca yıldır süren planı uygulama" yönündeki atıf, grup açısından önemli bir mesaj.

- Son olarak grup, ABD'ye yönelik saldırıların farklı bölgelerden düzenleneceğine atıf yapıyor. Yemen'deki gücü azalan grubun bu hamlelerini Batı Afrika veya Doğu Afrika üzerinden planlaması ve hayata geçirmesi mümkün. Bu kapsamda Somali'de grubun artan etkisinin ne yönde seyredeceğine de dikkat edilmesi gerekli.


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 3761 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum
Halid Abdurrahman Arşivi