Hamaney'in ardından İran rejimini ne bekliyor?
İran'daki Uzmanlar Meclisi, 1989'dan beri bu görevi yürüten 81 yaşındaki Ayetullah Hamaney öldüğünde ülkenin bir sonraki liderini seçmekle görevli.
The New Arab'a (TNA) konuşan Arap Körfez Ülkeleri Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Ali Alfoneh, "Uzmanlar Meclisi seçimleri bu yıl Ayetullah Hamaney'den sonra yaklaşan liderlik halefiyetinin gölgesinde gerçekleşiyor" dedi ve ekledi:
"Bu sadece eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani gibilerin neden özellikle Meclis'te bir koltukla ilgilendiklerini açıklamakla kalmıyor. Aynı zamanda Hamaney'in rehberliğindeki Anayasayı Koruma Konseyi'nin Ruhani ve diğer istenmeyen adayları neden diskalifiye ettiğini de açıklıyor."
Hamaney tercih ettiği halefi kamuoyuna açıklamadı ancak ülkenin dini lideri olarak Uzmanlar Meclisi ve parlamento için tüm adayları veto etme yetkisine sahip.
Alfoneh sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hamaney bir halef atadığı anda, rejimdeki tüm güç merkezleri bağlılıklarını gelecekteki lidere kaydıracaktır. Hamaney'in bir halef ataması yapmadan, tercih ettiği lider adaylarının kariyerlerini ilerletmesini bekliyorum. Hamaney artık hayatta olmadığında ne olacağı, rejimin ve özellikle de Devrim Muhafızları'nın sorunudur."
İran'ın bir sonraki dini lideri kim olabilir?
Yaklaşan geçiş, İslam Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1979 yılından bu yana ikinci dini lider değişimi olacak.
Ruhullah Humeyni'nin liderliğe yükselişi, Şah rejiminin devrilmesindeki ve devrimin katalizörlüğünü üstlenmesindeki merkezi rolü nedeniyle önceden belirlenmiş olsa da, Hamaney'in dini lider konumuna yükselişi daha karmaşıktı.
Ülkedeki din adamlarının bir kısmı başlangıçta yeterli dini yeterliliğe sahip olmadığı gerekçesiyle onun liderliğine karşı çıktı. Uzmanlar Meclisi Hamaney'e uyum sağlamak için ülkenin anayasasını değiştirdi. Çünkü anayasa ayetullah ya da merci olmayan hiç kimsenin dini lider olmasına izin vermiyordu.
Hamaney'in kendisi bile o dönemde kendisini sadece daha nitelikli bir aday çıkana kadar "geçici" bir dini lider olarak görüyordu. Daha sonra ise bölgenin en uzun süre görev yapan yöneticilerinden biri haline gelecekti.
Bugün ülkenin Şii din adamları geçmişe kıyasla daha az güce sahip. Ülkenin yaşadığı zorlukların çoğundan onlar sorumlu tutuluyor. Bunun yerine kartların çoğunu Devrim Muhafızları elinde tutuyor.
Alfoneh konuya dair şunları söylüyor:
"Devrim Muhafızları Uzmanlar Meclisi'ni büyük ölçüde şöyle algılıyor: Üyeleri, Hamaney'den sonra Devrim Muhafızları'nın adayını seçecek kadar akıllı kimselerden oluşacak bir huzurevi. Ne de olsa Devrim Muhafızları, halkın İran'daki tüm kötülüklerden sorumlu tuttuğu Şii din adamlarından desteğini çekerse kelleleri gider."
International Crisis Group'un (ICG) İran Projesi Direktörü Ali Vaez'e göre Devrim Muhafızları'nın kendi tercih ettiği adayların dini liderlik koltuğuna oturmasını sağlama çalışmaları muhtemelen çoktan başladı.
The New Arab'a konuşan Vaez şunları söyledi:
"Devrim Muhafızları muhtemelen mevcut liderin makamı üzerinden halefiyet sürecini tasarlayacak ve böylece derin devlet, Hamaney sonrası dönemde kazanılmış ekonomik ve siyasi çıkarlarını koruyabilecek. Bir sonraki liderin 'en yüksek lider' olması pek olası değil çünkü muhtemelen Devrim Muhafızları'nın emrinde olacak. Bu durumda İran, ordunun perde arkasındaki gerçek güç olduğu Pakistan ya da Mısır'a benzeyecektir."
Vaez, muhtemelen çok fazla bağımsız nüfuza sahip olamayacak bir dini lider atamaya çalışacaklarını ifade etti:
"Ayetullah Hamaney'in halefi muhtemelen çok yaşlı ya da çok genç olacak ve böylece yönetmek için mevcut derin devlete bel bağlamak zorunda kalacak."
Vaez, Uzmanlar Meclisi'nin adayları onaylama sürecini ise, başka yerlerde alınan kararları destekleyen, kendi kararları olmayan bir onay makamı olarak niteledi ve "sistem herhangi bir risk almaya isteksiz görünüyor ve bu nedenle Uzmanlar Meclisi'ne kimlerin aday olabileceği konusunda sıkı bir tutumu var" diye ekledi.
İran'da dini liderin halefi tartışması tabu olsa da iki kilit aday etrafında spekülasyonlar artıyor: Mevcut Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Ayetullah Hamaney'in oğlu Mucteba Hamaney.
Washington merkezli Middle East Institute'deki (MEI) analistler, Reisi'nin siyasi kavrayış eksikliği ve düşük eğitim seviyesi nedeniyle Devrim Muhafızları'nın favorisi olabileceğini öne sürüyor. MEI'nin akademisyenlerine göre Reisi, Devrim Muhafızları'nın etkisi altında "kullanışlı bir aptal" olacak ve Vaez'in Devrim Muhafızları'nın zayıf bir yöneticiyi tercih ettiği yönündeki düşüncesini teyit edecek.
Center for International Policy Direktörü ve İran Podcast'inin sunucusu Negar Mortazavi, The New Arab'a yaptığı açıklamada Hamaney'in oğlunun halef olma ihtimalinin düşük olduğunu çünkü Hamaney'in kendisinin kalıtsal bir veraset çizgisini teşvik eden bir kral gibi görünmekten kaçınmak istediğini söyledi.
Durumun değişken olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
"Bu İslam Cumhuriyeti için önemli bir dönüşüm anı olacak. Önemli siyasi ve hatta sosyal sonuçları olacak. Her şey bunun ne zaman olacağına ve o an geldiğinde hangi grubun iktidarda olacağına da bağlı. Şu anda muhafazakarlar/sertlik yanlıları iktidarı tamamen ellerinde tutuyorlar."
Mortazavi "Ilımlılar (eski cumhurbaşkanı Hasan Ruhani gibi) ve reformistler kenara itildi" dedi. Ancak İslam Cumhuriyeti tarihinde ılımlı ve sertlik yanlısı hükümetler arasında yaşanan çeşitli siyasi değişimlere atıfta bulunarak bu statükonun sonsuza kadar sürmeyebileceğini belirtti.
İran'ın sağa kaymasından önce dini liderlik pozisyonu için potansiyel bir ılımlı aday, İran'ın ABD ile dönüm noktası niteliğindeki nükleer anlaşmayı imzaladığı sırada görevde olan Hasan Ruhani'ydi.
Anayasayı Koruma Konseyi onu seçimden diskalifiye etmiş olsa da İran siyasi yapısının değişken doğası ve Hamaney'in ölümünün zamanlaması, Ruhani gibi adayların yine de oynayabilecekleri bir rol olabileceği anlamına geliyor.
Mortazavi'ye göre Hamaney'in ölümünün ardından ortaya çıkabilecek bir diğer potansiyel sonuç ise Hamaney'in yerine bir kişinin değil bir grubun geçmesi:
"O öldüğünde, birkaç üyeden oluşan bir liderlik konseyi onun yerini alabilir. Eğer birkaç aday varsa ve hiçbiri öne çıkmazsa, hepsi bir liderlik konseyi oluşturabilir. Tüm süreç belirsiz, çok şeffaf değil, kamuya açık değil, çok demokratik değil ve halk için erişilebilir değil. Bu nedenle Uzmanlar Meclisi seçimi, halkın herhangi bir şekilde erişebileceği veya doğrudan denetleyebileceği en yakın seçim."
New Arab'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.