İdlib'de Türk-Rus ortak devriyesine yönelik saldırının ayrıntıları
İdlib’deki M4 karayolunda, 15 Mart 2020 tarihinden bu yana Türkiye ile Rusya arasında sürdürülmekte olan ‘Birleşik Devriye Faaliyetleri’nin bugün gerçekleştirilmekte olan 21’incisi esnasında İdlib’in güneyindeki Eriha yerleşimi yakınlarında devriye konvoyuna yönelik bombalı bir saldırı düzenlendi.
Saldırı anına ait görüntüler hızlı bir şekilde sosyal medya hesapları üzerinden dolaşıma sokulurken, Türkiye’deki medya kaynakları birkaç saat sonra saldırıyı “Son Dakika” bandıyla servis etmeye başladılar. Haberlerde genel olarak saldırının “el yapımı patlayıcıyla” gerçekleştirilmiş olduğu öne sürülmüş olsa da, ilk dakikalarda servis edilen görüntülerden saldırının çok daha özel bir şekilde düzenlendiği anlaşılmakta.
Daha sonraları ise saldırının bomba yüklü bir araçla gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Aracın ise devriyenin geçişi sırasında konvoyun arasına daldığı görülüyor:
Bomba yüklü aracın Türk-Rus ortak konvoyunun arasına daldığı anlar net şekilde görülüyor: pic.twitter.com/8HlJb8jhVd
— Halid Abdurrahman (@halidabdurrahmn) July 14, 2020
Saldırının gerçekleştirildiği ilk saniyelere ait görüntüler Mohammad Al-Rifai isimli Suriyeli bir foto muhabir tarafından çekildi ve farklı ajanslarca dünya kamuoyuna servis edildi.
AFP:
Saldırıdan bir süre sonra, Rusya’nın “Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi”nden yapılan açıklamada 3 Rus askerinin yaralandığı ve Hmeymim Üssü’nde tedavi altına alındıkları, hayati tehlikelerinin ise bulunmadığı ifade edildi. Aynı açıklamada, devriyede görevli Türk askerlerinden de yaralananların olduğu öne sürüldü. Türkiye Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamadaysa, konvoyda görevli iki araçta kısmi hasar oluştuğu, can kaybının ise yaşanmadığı belirtildi.
Patlamada hasar gören bir Rus zırhlısı:
Yine aynı süre zarfı içinde Rus devlet destekli medya ağı RT’nin (Russia Today) Arapça servisi tarafından aktarılan haberde de Rusya’nın “Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi”ne dayandırılan bilgilerde, daha farklı bir ifade yer almaktaydı. RT’nin burada kullandığı ifadeye göre, “Esed rejimi istihbarat birimi saldırının arkasında İdlib’deki muhaliflerin olduğunu doğrulamıştı.” Üzerinden oldukça kısa bir vakit geçmesinin ardından, saldırının sorumluluğunu İdlib’deki silahlı gruplara atma girişimi, farklı birtakım hesaplamaların yapıldığını gösterir nitelikte.
İdlib’i kontrol eden Tahrir el Şam Heyeti’ne (HTŞ) bağlı İba Haber Ajansı da konuyla ilgili bir haber servis etse de kamuoyunun bildiği, malum bilgilerin dışında farklı bir ifade paylaşmadı.
Sosyal medya ağları üzerinden yayın yapan ve Suriye dahil olmak üzere El Kaide’ye yakınlığı veya bağlılığıyla bilinen grupların haberlerini servis eden “Sebat Haber Ajansı” da saldırıyla ilgili olarak sosyal medyada dolaşan görsel materyallerden farklı olarak herhangi bir paylaşımda bulunmadı. Aynı ajans 16 Haziran tarihinde yine bir ortak devriye esnasında Rus askeri aracının hedef alındığı saldırı sonrası detaylı bir açıklama yayınlamıştı.
Saldırıda hasar gören bir TSK zırhlısı:
Bugünkü saldırıdan yaklaşık 6-7 saat sonra sosyal medya ağları üzerinden dolaşıma sokulan fotoğraf karelerinde, adı ilk defa duyulan bir grup, saldırının sorumluluğunu üstlendi. Fotoğraflarda saldırı anına dair görüntüler yer alıyor ve her bir karenin üzerinde grubun ismi olan “Hattab el Şişani Ketibeleri” (Keteib Hattab el Şişani) ismi ve cihadi gruplar tarafından da sıkça kullanılan siyah tevhid bayrağı yer alıyordu
Servis edilen fotoğraflar:
Her ne kadar bu grubun ismi şimdiye kadar duyulmamış olsa da bazı kaynaklar 16 Haziran’daki ortak devriye saldırısını da bu grubun üstlendiğini öne sürmekte. Ancak bununla ilgili olarak ismi geçen grubun açıklaması veya herhangi bir kaynak paylaşılmış değil.
Rusya’nın saldırıya cevabı
Saldırıdan kısa bir süre sonra Rusya’ya ait savaş uçakları Lazkiye kırsalındaki Kıbeyne ve İdlib’in güneyindeki Cebel Zaviye bölgelerini eş zamanlı olarak vurmaya başladı. Öte yandan Esed rejimine bağlı topçu birlikleri de ortak devriyeyi hedef alan saldırının ardından Eriha yerleşimini gelişigüzel bir şekilde hedef aldı. Rusya ve Esed rejiminin hava ve kara bombardımanları bir müddet aralıklarla devam ettikten sonra sona erdi.
Saldırıyı kim gerçekleştirdi?
Türk-Rus ortak devriyesini hedef alan bu sadırının kim tarafından gerçekleştirildiği sorusuna verilecek cevap Rusya, Esed rejimi ve destekçileri tarafından oldukça açık bir şekilde ortada duruyor. Gerek Rusya’nın gerekse Esed rejiminin medya kaynakları tarafından servis edilen haberlere baktığımızda, saldırıdan doğrudan İdlib’deki gruplar sorumlu tutuluyor.
Objektif bir yaklaşım gereği şunu belirtmek gerekir ki, herhangi bir resmi otoritenin bulunmadığı İdlib sahasında bu şekilde bir saldırı düzenleyip saldırıdan herhangi bir grubu sorumlu tutmak oldukça kolay olmakla birlikte, saldırının kim tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğinin gerçek boyutlarıyla çözümlenebilmesi de bir o kadar zordur. Bu durum sadece İdlib özelinde değil, Suriye genelinde bu şekildedir.
İdlib’de Türkiye ile Rusya arasındaki ortak devriye faaliyetlerinde Rusya’nın en büyük çıkar noktası, devriyelerin herhangi bir şekilde sabote edilmesiyle eline geçecek saldırı kozudur. Nitekim Rusya bunu 27 Mayıs tarihindeki ortak devriye saldırısında denemiş, medya kaynakları üzerinden saldırının Türkistan İslam Partisi tarafından gerçekleştirildiği haberini kamuoyuna servis etmiş, ancak mezkur muhalif grup bir açıklama yayınlayıp, saldırıyla herhangi bir ilgilerinin olmadığını belirtmişti. (Detaylı bilgi için bu içeriğe göz atılabilir)
Dolayısıyla bu saldırının her ne kadar İdlib sahasında, Türkiye ile Rusya’nın ortak devriye faaliyetlerine karşı olan gruplar tarafından gerçekleştirilmiş olma ihtimali yüksek görünüyor olsa da, sahadaki dengeleri şekillendirmeye, kendi çıkarları doğrultusunda kanalize etmeye çalışan üçüncü taraflarca da gerçekleştirilmiş olma ihtimali gözardı edilmemeli.
Saldırının sonuçları
Türkiye ile Rusya arasındaki ortak devriyelere yönelik şimdiye kadarki en büyük saldırının bu olduğunu söylemek mümkün. Her ne kadar taraflarca saldırıda herhangi bir can kaybı yaşandığı rapor edilmemiş olsa da, saldırının bomba yüklü bir araçla gerçekleştirilmesi, saldırı anına dair oldukça dikkat çeken görüntülerin olması bu saldırıyı önemli kılan başlıca etkenler arasında.
Şu ana kadar ortak devriyelere yönelik kayda geçen dördüncü saldırı olan bu hedef almaların devam etmesi durumunda, zaten uzunca bir süredir İdlib’in güneyindeki Cebel Zaviye bölgesine yığınak yapan Rusya ve Esed rejiminin eline bu bölgeye yönelik bir saldırı fırsatı geçecek, bu da sahadaki mevcut dengeleri oldukça zor bir düzlem üzerinde korumaya çalışan Türkiye’yi daha zor duruma düşürecektir.
Her açıdan bu tür saldırıların Rusya’yı daha da saldırgan bir hale getireceğini söylemek mümkün. Bügün İdlib’de gelinen noktada Rusya ve Esed rejiminin ilerleyişini durduran en önemli etken, muhaliflerin kurduğu savunma hatlarının ötesinde, Türkiye’nin sahadaki askeri varlığı ve Suriye özelindeki mevcut politikası, askeri stratejisidir. Bu politika ve strateji değişmediği takdirde rejimin herhangi bir şekilde bölgede kayda değer bir ilerleme sağlaması güç. Ancak bugünkü gibi ortaya çıkan saldırıların Türkiye’yi de zor duruma düşürdüğünü eklemek gerekli.
Gerek Türkiye gerek Rusya gerekse bölgedeki en büyük muhalif oluşum HTŞ açısından İdlib’deki durumun sürdürülebilir kılınması mevcut konjonktürde oldukça güç görünüyor. Bir de üzerine bu şekilde ortak devriyeleri hedef alan saldırıların devam etmesi eklendiği takdirde bu, İdlib için yakın zamanda yeni bir Rusya saldırısı anlamına geliyor.
Rusya her ne kadar bugün, uzunca bir süredir ilerlemeye çalıştığı Lazkiye’deki Kıbeyne ve Cebel Zaviye’deki Binin köyü gibi kırsal yerleşimlere yönelik saldırılar gerçekleşirmiş olsa da, gelecek dönemde tansiyonu daha da artırılmış bir sahada, İdlib kent merkezini hedef alabilir, rejim güçlerine belli bölgelerde lokal de olsa ilerleme imkanı sağlayabilir.
Şu an için Türkiye ile Rusya arasındaki ortak devriyelerin iptali yönünde bir karar çıkmış değil. Ancak bu süreçten sonra devriyenin güvenliğini sağlamak için bir dizi askeri tedbir alınacaktır. Bunlardan ilki, konvoyun geçiş güzergahının sivil araç trafiğine kapatılması olabilir.
Bugünkü saldırının ardından, devam etmesi durumunda ortak devriyelerin daha gergin bir havada geçmesi muhtemel. Bu gerginlik de sahada farklı sonuçlar gösterebilir.
Sonuç olarak, bu saldırının İdlib’de çatışma ortamının devam etmesini isteyen taraflar dışında başka kimseye herhangi bir çıkar sağlamayacağı görülüyor. İlerleyen günlerde ise, bu saldırı özelinde sahadaki değişimi daha net bir şekilde gözlemleyeceğiz.