Seyed Hossein Mousavian

Seyed Hossein Mousavian

İran'ın yeni cumhurbaşkanı Batı ile uzlaşacak mı?

İran'ın yeni cumhurbaşkanı Batı ile uzlaşacak mı?

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından bu ay yapılan erken seçimlerde tek reformist aday olan Mesud Pezeşkiyan 16.3 milyon oy alarak yaklaşık 13.5 milyon oy alan muhafazakar Said Celili'yi mağlup etti.

Yaklaşık yüzde 50'lik nihai katılım oranı, ilk turda kaydedilen yüzde 40'lık rekor düşük katılım oranına göre büyük bir artış gösterdi.

2001-2005 yılları arasında Hatemi hükümetinde sağlık bakanı olarak görev yapan kalp cerrahı ve milletvekili Pezeşkiyan, ülkenin en üst düzey görevini üstlenirken bir dizi zorlukla karşı karşıya.

Cumhurbaşkanı İran'ın ekonomik, sosyal, kültürel ve dış ilişkilerinde önemli bir rol oynasa da, 1989'dan beri bu görevi yürüten Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney, ülkenin askeri, güvenlik politikası ve genel yönetimiyle ilgili en büyük güce sahip.

1979'daki devrimden bu yana İran'daki tüm seçim kampanyalarının tartışmaları incelendiğinde, ekonomik durum ve dış ilişkiler olmak üzere iki ana konunun en büyük öneme sahip olduğu görülüyor. O zamandan bu yana, ulusal para biriminin değeri 1979'da dolar başına 70 riyal civarındayken bugün 600 bin civarına düştü, enflasyon yüzde 40'ı aştı ve GSYİH durgunlaştı.

Dış politika alanında, 1979 devriminden bu yana tüm muhafazakar, ılımlı ve reformist yönetimler Arap ve İslam dünyası, Küresel Güney ve Çin, Rusya ve Hindistan gibi doğu bloğu güçleriyle ilişkiler geliştirmeye çalıştı. Temel farklılık ve zorluk Batı, özellikle de ABD ile ilişkiler etrafında döndü.

Ancak Batı ile ilişkilerin kapsamı ve niteliği konusunda siyasi gruplar arasındaki temel farklılıklara rağmen, bu gruplar üç ana noktada hemfikir.

Zarar verici yaptırımlar

İlk olarak, İran ekonomisine trilyonlarca dolar zarar veren ABD yaptırımlarının olumsuz etkileri söz konusu. Devrimden bu yana ABD İran'a binlerce yaptırım uyguladı. Trump rejimi altında Washington 1500 yaptırım uyguladı ve Biden rejimi bunlara yüzlercesini daha ekledi. Hiçbir kesim bunların İran ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini inkar etmiyor.

İkinci olarak, devrim sonrası tüm yönetimler ABD ile gerilimi azaltmaya çalıştı ama hepsi başarısız oldu. Bunun en son örneği Obama yönetimi sırasında hayata geçirilen ve Washington ile Tahran arasındaki gerilimi gözle görülür bir şekilde azaltan nükleer anlaşmaydı.

Ancak eski Başkan Donald Trump'ın anlaşmadan çekilmesi düşmanlıkları en üst düzeye çıkardı. Reisi'nin muhafazakar yönetiminin anlaşmayı yeniden canlandırma çabalarına rağmen Biden hükümetiyle yapılan doğrudan ve dolaylı görüşmeler de başarısızlıkla sonuçlandı.

Üçüncü olarak, ABD ile ilişkiler konusunda nihai kararları alma yetkisi hükümet ya da parlamentoda değil, dini liderde.

Bu hususlar, ülke içindeki siyasi gruplar arasındaki farklı yaklaşımlara rağmen ABD-İran ilişkilerinin hem iç hem de dış politika alanındaki önemini vurguluyor.

Genel olarak, İran ekonomisinin iyileştirilmesi birden fazla faktörü içerecek: Yaptırımların kaldırılması, dış ilişkilerin iyileştirilmesi, yolsuzlukla mücadele, yönetişim ve sistemin işlevselliğinin artırılması ve ekonominin özelleştirilmesi.

Pezeşkiyan yönetimi bu sorunları ancak dini lider, Devrim Muhafızları, yargı ve parlamento tarafından desteklenen bir ulusal birlik yönetimi oluşturabilirse çözebilir.

Doğu ile ilişkiler

Pezeşkiyan hükümetinin Asya, Doğu ve Küresel Güney ile ilişkileri geliştirme yolunu iç zorluklar yaşamadan sürdürmesi muhtemel, ancak ABD ve Batı ile sorunları çözmek söz konusu olduğunda çok sayıda iç ve dış zorlukla karşılaşacak. Pezeşkiyan, önceki liderler gibi, Washington ve Tahran arasındaki düşmanlıkları çözmeden Batı dünyası ile ilişkileri normalleştiremeyecek.

Yaptırımların kaldırılması İran-ABD ilişkilerinde bir çözülme olmadan gerçekleşemez. Kırk yıldır süren doğrudan ve dolaylı müzakereler ve anlaşmalar, iki ülkenin sayısız önemli konuda önemli farklılıkları olmasına rağmen nükleer program gibi dar kapsamlı bir konuya odaklandıkları için başarısız oldu.

Tüm ihtilaflı konuları kapsayan kapsamlı bir diyaloğun yokluğunda parça parça anlaşmalar başarısız olmaya devam edecektir.

Bu arada, İran'da son birkaç on yılda yaşanan temel ekonomik ve dış ilişkiler sorunlarının ele alınması kararlı bir liderlik gerektiriyor, bu da ulusal uzlaşı ve birliği gerektiriyor.

Hamaney ulusal uzlaşı yaratabilecek güçlü bir lider. Yeni cumhurbaşkanlığı dönemi bunun için yeni bir fırsat sunuyor. Hamaney'in de Pezeşkiyan gibi yaptırımların hafifletilmesi yoluyla İran ekonomisinin iyileştirilmesinden yana olduğuna şüphe yok.

Nükleer anlaşma, İran'ın taahhütlerini yerine getirdiği ve Batı'nın sözünü tutmadığı açık bir vakaydı.

ABD Başkanı Joe Biden, önümüzdeki Kasım ayında yapılacak ABD seçimlerinden önce ülkesinin İran politikası konusunda daha fazla adım atamayabilir.

Pezeşkiyan, Batı ile temas kurarak ve nükleer anlaşmayı yeniden canlandırarak ABD yaptırımlarını kaldırmaya çalışacağını söyledi. Hamaney'in bu girişimi desteklediğini varsayarsak, Kasım seçimlerinden sonra ABD başkanının İran'la angajman mı yoksa çatışma politikası mı seçeceğini bekleyip görmemiz gerekecek.

İran ve Batı arasındaki ilişkilerde büyük bir değişiklik için top artık Washington'un sahasında.


Middle East Eye'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 1374 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Seyed Hossein Mousavian Arşivi