Dr. Faysal Kasım

Dr. Faysal Kasım

Neden İran kazanıyor ve Suudi Arabistan kaybediyor?

Neden İran kazanıyor ve Suudi Arabistan kaybediyor?

Suudi Arabistan’ın tek endişesi, Krallığın bir numaralı düşmanı olarak görülen İran’la bir çatışma gibi görünüyor. Suudi medyasının İran'a karşı harekete geçmesinden bu sonuca varabiliriz. Ancak, Suudi politikaları hemen hemen tüm İran projelerinin çıkarlarına hizmet ediyor. İran'a yönelik Suudi düşmanlığı, İran’ın ABD’ye ve İsrail’e karşı düşmanlığına benziyor; kamuda düşmanlar, özelde müttefikler. Tabii ki İran, İsrail ve Amerika ile vardığı mutabakattan yararlanırken, Suudi Arabistan İran'la ilişkilerinde çok fazla şey kaybetmektedir. 

Suudi politikalarına baktığımızda, istemeden de olsa İran'a hizmet ettikleri kadar kimseye hizmet etmediklerini görüyoruz. Alınacak olan ders her zaman sahadaki sonuçlarla birlikte Lübnan ile başladı ve Yemen, Suriye, Irak'ta devam ediyor. Neden Suudi Arabistan bu ülkelerde kaybederken İran kazandı?

Suudi Arabistan'ın eski Irak rejimini devirmek için çok önemli bir rol oynadığı ve bunu yapmak için sağlanacak fonun büyük bir kısmını kendi başına üstlendiği iyi bilinen bir gerçektir. Ancak Irak'ta yeni bir aktör olmak yerine, tüm kartlarını burada kaybetti ve ülkenin İran etkisi için hayati bir bölge haline gelmesine izin verdi. İran, eski Mezopotamya'da ABD ile birlikte son sözün sahibi haline geldi, hatta belki daha fazlası. Şu da dikkat çekiyor ki İran, Suudilerin yaptığı gibi Irak'ın işgali sırasında ABD'ye yardım etmedi ama yine de Bağdat hükümeti Suudi Arabistan'ın düşmanı iken işgalin meyvelerini topladı. İran'la bağlantılı bazı Iraklı yetkililer, Suudi Arabistan'ı birkaç kez işgal etmekle bile tehdit ettiler. Ulusal güvenliği için çok önemli bir komşu Arap ülkesi ile alakalı stratejik Suudi düşüncesi nerede? İranlı diplomat Amir El-Musavi bir süre önce Suudi Arabistan'ın ektiğini İran'ın biçtiğini söylemişti ki Irak'ta olan da buydu.

1.gifYemen, Suudi Arabistan için bir bataklık halini aldı

Arka bahçesi Yemen'de bile Suudi Arabistan savaşı kaybediyor gibi gözüküyor. Riyad'ın güneyindeki İran müttefiki Husilere karşı 3 yıldır süren savaşta ne elde edildi? İran Husilerle birlikte Yemen'de etkisini genişletirken Suudi Arabistan milyarlarca dolar para kaybetti ve Yemen halkının kinini kazandı.  

Dahası, Suriye’ye müdahalesinden yedi yıl sonra, Suudi Arabistan orada da İranlılara karşı savaşını kaybediyor. Desteklediği grupların hiçbirisi sahada kalmadı; örneğin Guta'da Ceyşu'l İslam'ı kaybetti, Rusya ve İran'ın saldırıları sonucu kuzeye gitmek zorunda kaldılar. Suudi Arabistan'ın Suriye'deki savaşına çok harcama yaptığına ve hepsini kaybettiğine şüphe yok. Bundan da fazlası, Suudi Arabistan’ın Körfez’deki bir numaralı müttefiki BAE'nin, Suriye’deki İranlılarla rejim lehine dolaylı olarak ittifak kurması garip. Yakın tarihli bir röportajda Beşşar Esed, BAE'yi ülkesine karşı komplo kurmakla suçlamadı. Sanki Emirliğin ve İran'ın kendisini desteklediğini söylüyor gibiydi. 

Muhaliflerin Şam'da başkanlık sarayına yakınlaştıkları zaman Suudi Arabistan'ın savaşa müdahil olmasıyla kargaşa içinde geri çekildiklerini de unutmayalım. Gerçekten de Suudi Arabistan’ın Suriye’deki planları nihayetinde İran’ın çıkarlarına hizmet etmedi mi? Suudi destekli gruplar birbirinden ayrılırken, Şii milisleri Suriye'yi her yönden ele geçirmiyorlar mı? Krallık niçin Suriye'deki siyasi çözümü destekleme bahanesiyle kendi gruplarını Rusya ve İran'a altın tepsilerle sundu? Bu stratejik bir düşünce mi yoksa aptalca bir düşünce mi?

Suudi Arabistan, favori grubunun son seçimlerde kaybetmesiyle Lübnan'daki son kozlarını da kaybetmiş oldu. Suriye rejimi ve İran'ı destekleyenler parlamentoda daha çok koltuk elde ederken Saad Hariri ve koalisyonu yetim gibi ortada kaldılar. Bunun gerçekleşmesinin sebebi Suudi Arabistan'ın Lübnan'daki müttefikleriyle nasıl hareket edeceğini bilmemesiydi. Hariri'nin geçen yıl gözaltına alınması ve aşağılayıcı bir şekilde istifaya zorlanması Krallığın müttefikleri üzerinde ters etki yaptı. Riyad bu aptalca eylemin bir sonucu olarak çok şey kaybetti ve Lübnan'daki Sünni ittifakı güçlendirmek yerine, Sünni saflarını parçalara ayırmaya çalışıyormuş gibi yeni gruplar yarattı. Bu, seçim sonuçlarında, Suriye rejiminin ve İran'ın destekçilerinin Suudi Arabistan'a bağlı Sünni bölgelerinde bile kazanmasıyla açıkça görülüyordu.

2-029.jpgNükleer anlaşma

Suudi Arabistan ve İran arasındaki fark çok basit. Suudi Arabistan yalnızca müttefiklerini cezbetmekte sefil değil, aynı zamanda müttefikleri arasında kösteklik yaparak onları uçurumun kıyısına sürüklemekte de çok iyi. Bazen onları soğutur ve yalnızca aptal olarak tanımlanabilecek politikalarıyla kışkırtır. Suudi Arabistan'ın, yaklaşık bir yüzyıldır krallığı ayakta tutan Vahhabi hareketine karşı duran Sünnileri desteklemesini nasıl bekleyebiliriz ki? 

İran'ın bölgedeki bütün Şii gruplarını kendi kanatları altında toplayıp, kendi çıkarlarını geliştirmek için kullanmasına rağmen, Suudi Arabistan'ın yanında durabilecek herkesi uzaklaştırıyor olması dikkat çekici. Genel olarak Yemen, Mısır, Suriye, Lübnan ve bölgedeki tüm İslami hareketleri hedef almış, bunun sonucunda hiçbir önemli destekçi ya da müttefik olmaksızın ortada kalmıştır. Gerçekten de Riyad hükümeti komşularını kuşatmış ve kendi isteklerine karşı olan diğerleriyle anlaşmaya zorlama noktasına ulaşmıştır. Türkiye'ye karşı nasıl davrandığına bakın ve bunu yaparken Ankara'yı İran ile uzlaşma yapmaya zorlamış oldu. Bölgede hiç kimsenin rekabet edemeyeceği manevi ve mali ayrıcalıklara rağmen kendi ayağına sıkma konusunda Suudi Arabistan ile çok az kişi yarışabilir. Suudi GSYİH, İran'ın neredeyse iki katıdır ve tüm dünyadaki Müslümanların en kutsal şehirlerine ev sahipliği yapma avantajına da sahipler. Ancak ya kaynaklarını nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar ya da basitçe yabancı güçlerin bölgedeki vekilliğini yapıyorlar ve Suudi Arabistan'ın kendisiyle ilgilenmiyorlar bile. 

Suudi Arabistan'ın, İran'ın genişlemeciliğine karşı koyma ve bunu engelleme konusunda gerçekten ciddiyse, politikalarını yeniden gözden geçirme zamanı geldi. Aynı yaklaşımı benimsemeye devam ederse, Suudi Arabistan'ın gerçekten İran'ın rakibi mi yoksa bölgedeki çıkarları için bir manivela mı olduğunu soran birçok insan bulacaktır. Politikacıların sözlerine değil, eylemlerine bakmalıyız. Suudi Arabistan meselesinde, bölgedeki eylemleri doğrudan ya da dolaylı olarak İran'ın lehine değil mi?

Çeviri: Mepa News

Bu yazı toplam 8443 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Dr. Faysal Kasım Arşivi