Suriye'de muhalif gruplar arasında çatışmalar, taraflar ve mevcut durumun analizi
Suriye sahasında muhalif gruplar arasında son günlerde yaşanan gelişmelere dair bir bilgilendirme ve “özet” geçmenin, konuyla ilgili bana gelen soru ve yorumları da değerlendirme açısından kısa ve öz şekilde bir yazının faydalı olabileceği kanaatindeyim.
Çok fazla geriye gitmeden, muhalif gruplar arasında yaşanan gerginliğin çatışmalara evrildiği Şubat ayından başlarsak; bilindiği gibi 18 Şubat tarihinde Ahrar el Şam ve Nureddin Zenki Hareketi, yeni oluşumlarını ilan etmişti.
Suriye Kurtuluş Cephesi (SKC), kuruluş ilanından kısa bir süre sonra (20 Şubat) ikinci bir açıklama yayınlayarak, Tahrir el Şam Heyeti’ni (HTŞ) hedef alacağını açık bir şekilde deklare etti.
Yeni oluşumun ilanından önce muhalif grupların arasındaki gerginlik her geçen gün artmakta ve HTŞ bir şekilde kendi savaşçılarına yönelik düzenlenen suikastlerin arkasında Ahrar el Şam ve Nureddin Zenki Hareketi’nin olduğunu ima etmekteydi.
Tüm bu gerginlikler arasında SKC’nin kuruluş ilanından kısa bir süre sonra HTŞ kontrolündeki bölgeleri ele geçirmeye kalkışması, grupların arasında gerginliğin silahlı çatışma boyutuna evrilmesine hız kazandırdı.
Ahrar el Şam ve Nureddin Zenki Hareketi tarafından kurulan Suriye Kurtuluş Cephesi, Sukur el Şam grubu tarafından da desteklendi.
Gelinen süreçte, Suriye Kurtuluş Cephesi ve Tahrir el Şam Heyeti arasındaki çatışmalar, İdlib’in güney kırsalı ve Halep’in batısında “düşük yoğunluklu” olarak devam etmekte, bölgedeki bazı belde ve köyler taraflar arasında el değiştirmektedir.
Sahadaki “etkin” gruplar
Son gelişmelerden sonra Suriye sahasında etkin tarafları değerlendirecek olursak:
1- Suriye Kurtuluş Cephesi (SKC)
Kurulduğu günden bu yana HTŞ'ye karşı düzenlediği saldırılarla ismi anılan SKC, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda Suriye sahasında hareket edebilecek bir yapılanma.
Özellikle Türkiye tarafından desteklenen muhaliflerin tek bir isim altında toplanmalarında etkin olarak kullanılmasının planlandığını düşündüğüm bu yapı, aynı zamanda HTŞ’nin Suriye topraklarından tasfiyesini sağlamak için de kullanılacaktır.
Nitekim tasfiye sürecinin ilk adımları, SKC’nin kuruluş ilanıyla birlikte başlamıştır. HTŞ’nin yönetici kadrosunda olan isimlerin doğrudan hedef alındığı açıklamalar ve söylemler, yapının gerek resmi gerekse yarı resmi sosyal medya hesapları üzerinden paylaşılmaktadır.
SKC’nin genel anlamda HTŞ kontrolündeki bölgeleri ele geçirmeye çalışması ve ilk aşamada HTŞ’nin karşılık vermeden birçok bölgeden geri çekilmesi SKC’nin ne istediğini açık bir şekilde ortaya koymakta.
Suriye Kurtuluş Cephesi, Tahrir el Şam Heyeti kontrolündeki bölgelerin kendilerine devredilmesini ve grubun kendisini fesh etmesini istiyor. Tabi ki bunun yanında savaşçı kadronun da kendi taraflarına geçmesi için birtakım çalışmalar yürütülüyor.
2- Tahrir el Şam Cephesi (HTŞ)
Türkiye’nin Suriye’deki gözetleme noktalarının düzenlenmesi ve Türk askerinin bölgelere konuşlanması süresince askerlerin bölgeye intikalı konusunda Türkiye’ye yardımcı olup rehberlik görevi üstlenen HTŞ’nin, gelecek dönemde Türkiye tarafından daha ciddi boyutta hedef tahtasına oturtulması muhtemel.
Hali hazırda Suriye Kurtuluş Cephesi tarafından askeri anlamda yıpratılmaya başlatılan yapılanma üzerindeki baskı, Türkiye tarafından daha da artırılabilir. Bu baskı, grubun fesh edilip Türkiye tarafından desteklenen güçlerle birleşmesi yönünde yapılabilir.
Ancak, HTŞ’nin yönetici kadrosunun dağıtılması, HTŞ karşıtı “koalisyonun” hedeflerinin başında gelmektedir. Bu bağlamda başta grup lideri Ebu Muhammed el Cevlani olmak üzere, grup yöneticilerinin önde gelen isimleri aleyhinde internet ortamında uzun zamandır bir propaganda çalışması yürütülmekte. Bu çalışmaları yürütenler, Suriye Kurtuluş Cephesi’ne de kurulduğu günden bu yana destek vermektedir.
SKC’nin kurulduğu ilk dönemde, çatışmaların patlak vermesiyle HTŞ birçok bölgeden geri çekilmiş, kendi kontrolünde birçok bölgeyi SKC’ye bırakmıştı.
Bu geri çekilmeden bir süre sonra tekrar karşı saldırıya geçen HTŞ, terk ettiği bölgeleri Türkistan İslam Partisi (TİP) desteğiyle tekrar geri almıştı. Ancak bu sefer de İdlib güney kırsalındaki Sukur el Şam grubuna bağlı unsurlar, bölgedeki en az 8 köyü HTŞ’den ele geçirmişti.
Oldukça fazla ayrıntı içeren bu gelişmelere HTŞ açısından özet bir yaklaşım yapacak olursak, grubun tasfiyesi için Ahrar el Şam, Nureddin Zenki ve Sukur el Şam, büyük bir çaba gösteriyor. Bunun için askeri unsurların yanında medya kaynaklarının da yoğun olarak kullanıldığını takip etmekteyim.
Aynı şekilde HTŞ de kendi medya organları vasıtasıyla olayları lehine çevirmenin gayreti içerisinde.
3- Hurras ed Din (Dinin Muhafızları)
27 Şubat tarihinde yayınladığı bir bildiriyle kuruluşunu ilan eden bu yapılanma, El Kaide’nin Suriye’deki kolu olarak lanse edilse de, grubun bu şekilde resmi bir beyanı bulunmuyor.
Ancak kuruluş ilanından sonra gruba katılan ve sayılarının dokuza ulaştığı belirtilen diğer grupların büyük bir kısmı Suriye sahasında ismi El Kaide ile anılan yapılanmalar.
Bu bağlamda, yeni yapılanmanın resmi olmasa dahi “Suriye’deki El Kaide yapılanmasını” temsil edeceği bir gerçek.
Saha kaynaklarından edinilen bilgiler, grubun kuruluşunun belli şartlar dahilinde gerçekleştiğini ifade etmekte.
Bunların bu şartların başında, diğer gruplarla savaşmamak gibi maddelerin olduğu biliniyor.
Hurras ed Din grubuna katılan grupların isimleriyse şöyle: Ceyş el Melahim, Ceyş el Sahil, Ceyş el Bediye, Seraye Kâbul, Seriyeti Guta ve Duma, Ebu Bekir Sıddık Ketibesi, Ebu Ubeyde bin Cerrah Ketibesi, Seriyeti Guraba ve Bettar Ketibesi.
Hurras ed Din grubu için, HTŞ’den ayrılan gruplar ifadesini kullanmak kısmen doğru kısmen ise yanlıştır. Ana bileşeni oluşturan bu gruplardan bazıları, uzun bir zamandır El Kaide tabanlı bir yapılanmanın temellerinin atılmasını beklemekteydi. Sonunda da bu temel atılmış gibi görünüyor.
Suriye sahasında gelecek dönem için neler olacağı yönünde bir tahminde bulunmak, kesin bilgi olmadan ve detaylı bir okuma yapmadan mümkün olmuyor. Bu sebeple yeni kurulan, “El Kaide” tabanlı bu yapılanmanın nasıl hareket edeceği yönünde bir tahmin yürütmek için henüz erken olduğu kanaatindeyim.
Sonuçlar
Suriye Kurtuluş Cephesi, Tahrir el Şam Heyeti’ni bastırmak ve Suriye topraklarından tamamen tasfiye etmek yönünde ciddi adımlar atıyor ve bunu kesinlikle arkasına aldığı bir güce dayanarak yapıyor. Bu güç de HTŞ’nin üzerindeki baskıyı daha da artırması için gruba gerekli desteği sağlamaktan çekinmeyecektir.
Taraflar arasındaki gerilim, gelinen süreçte kanlı bir çatışmaya dönüşmüş durumdadır. Saha kaynaklarından edinilen bilgilere göre her iki tarafın savaşçılarından da ölü sayısı yüzler ile ifade edilmekte ve çatışmaların boyutu her geçen gün daha da büyümekte.
Suriye sahasında muhalifler arasındaki en büyük çatlak, Tahrir el Şam Heyeti ve Suriye Kurtuluş Cephesi arasında yaşanan çatışmalar olarak görülmekte. Her iki taraf da birbirini “asi” olarak atfedip, karşı tarafla çatışmanın dinen caiz olduğuna dair deliller getiriyor. Bu çatışmaların da kısa bir süre içinde sona ereceğine dair herhangi bir emare bulunmuyor.
Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.