Türkiye mülteci anlaşmasını feshederse Yunanistan ne yapar?
AB ile Türkiye arasında Mart ayında varılan mülteci mutabakatının uygulanmasında sorunlar ortaya çıkıyor. Ancak Bernd Riegert'in haberine göre, sorunların önemli bölümünün kaynağı Yunanistan'daki koşullar. Türkiye, AB'yi ekim ayına kadar vize muafiyeti yürürlüğe girmediği takdirde mülteci mutabakatını feshetmekle tehdit ediyor. Brüksel'de ise sorulan soru şu: Gerçekten de bu anlaşmaya ihtiyacımız var mı, bu anlaşma işe yarıyor mu? Bu sorunun net bir yanıtı yok. Türkiye'den Ege'deki Yunan adalarına geçen sığınmacıların sayısı mutabakata varıldığı günden bu yana ciddi biçimde geriledi. Ancak uzmanlara göre, Balkan rotasının kapatılması ile birlikte içe kapanma prensibine dayanan AB'nin iltica politikası da caydırıcı etki yarattı. Uzmanlar, Yunan adalarından tekrar Türkiye'ye geri gönderilme korkusunun birçok sığınmacıyı bu pahalı ve tehlikeli yola çıkmaktan alıkoyduğu görüşünde.
Yunan adalarındaki mülteci merkezlerinden Türkiye'ye geri gönderilen sığınmacıların sayısının, Mart ayında mutabakatın mimarlarının öngördüğünden çok daha az olduğuna dikkat çekiliyor. Mutabakatın yürürlüğe girdiği Nisan ayının başından Temmuz ayının sonuna kadar Yunanistan'dan Türkiye'ye toplam 468 kişi geri gönderildi. Mutabakatın imzalandığı AB- Türkiye zirvesinde, bu sayının binlerle ölçüleceği tahmin ediliyordu. AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker, o dönemde AB'nin zorlu bir görevle karşı karşıya olduğunu belirtmiş ve bunun için 'Herkül görevi' tabirini kullanmıştı. AB üyesi ülkelerin, Yunanistan'daki idari görevlilere destek amacıyla 4 bin memuru ülkeye göndermesi planlanıyordu. AB Sınır Koruma Teşkilatı Frontex ile ve AB İltica Dairesi EASO birlik üyelerinden söz konusu personel desteğin sağlanmasını talep etmişti. Oysa bugüne kadar Yunanistan'a sadece 61 çevirmen, 92 iltica uzmanı, iki sınır dışı uzmanı ve sınır dışı işlemlerinde yardımcı olmak üzere 66 sınır koruma görevlisi olmak üzere toplamda 221 görevli gönderildi. AB Komisyonu Sözcüsü, açıklamasında bu sayının Yunan adalarındaki zorlu görevlerle başa çıkmak için yeterli olduğunu belirtti. Komisyon, en baştaki tahminlerin abartılı olduğunu açıkladı.
Yunanistan'daki iade süreci ise tahmin edilenden çok daha uzun sürüyor. Mülteci mutabakatına varıldığı günlerde, AB görevlileri birkaç gün, en fazla birkaç haftalık sürece iade işleminin tamamlanacağını düşünüyordu. Ancak dört ay sonra ortaya çıkan tabloya göre, bu süre içerisinde sadece iltica başvurusunda bulunanların kayıt işlemleri yapılabiliyor. EASO ve Yunan yetkili birimleri, iltica başvurusunun değerlendirilmesinin, kayıt işleminin ardından 'birkaç ay daha süreceğine' dikkat çekiyor.
Yunanistan bekleniyor
20 Mart'tan bu yana, adalardaki sığınmacılar Yunanistan ana karasına getirilmiyor. Bu nedenle yaklaşık 9 bin 399 kişi 'hotspot' adı verilen mülteci kabul merkezlerinde sıkışmış durumda. Bu merkezlerin kapasitesi çoktan doldu. Midilli Adası'ndaki Moria ve Kara Tepe merkezlerinin kapasitesi 3 bin 500 kişilik; ancak Kathimerini gazetesinin haberine göre bu merkezlerde şu anda toplam 3 bin 800 kişi barınıyor. Yunan yetkililer, pazartesi günü yaptıkları açıklamada Yunanistan'da toplam 57 bin 115 sığınmacının kayıtlı olduğunu açıkladı. Açıklamaya göre, yılın ilk altı ayında 588 iltica başvurusu karara bağlandı. Adını vermek istemeyen bir AB diplomatı, "Esas sorun, AB’nin yeterince para yardımı yapmaması değil, sürecin bu kadar uzun sürmesi.
Sorunun düğümlendiği yer Yunan Mülteci Dairesi" dedi. Geçen haftalarda AB Komisyonu tarafından Yunan iltica sisteminin güçlendirilmesi için Yunanistan'a milyonlarca euroluk kaynak aktarıldı. Hükümet, hala bu alanda görevlendirilmek üzere 2 bin 500 memur arayışında. Türkiye'nin mutabakatı feshetmesi halinde, bunun bölge üzerinde ilk etapta fazla somut etkisi olmayacağı belirtiliyor. Ancak AB bunun hâlihazırda Türkiye'de olan sığınmacılar üzerinde psikolojik bir etkisi olacağını tahmin ediyor. AB, çoğunun Avrupa'ya doğru yola çıkmak konusunda kendisinde yeniden cesaret bulabileceği görüşünde.
Mültecilerin dağıtılması ağır aksak ilerliyor
Mültecilerin AB ülkeleri arasında dağıtılması ise çok dar bir kapsamda ilerliyor. Geçen yazdan bu yana sadece 2 bin 681 kişi AB ülkeleri içinde dağıtıldı. Oysa başta 12 bin kişi üzerinde durulmuştu. Kos Belediye Başkanı Yunan hükümetine yazdığı bir mektupta, yeni bir sığınmacı dalgasına karşı uyarıda bulundu. Belediye Başkanı Yorgos Kyritsis, Başbakan Tsip- ras'a mektubunda, "Bu, turizmin aldığı yaraların kapatılması yönündeki çabalar düşünüldüğünde tam bir felaket olur" dedi. Yunanistan Göç Bakanı Yannis Mouzalas son olarak Bild gazetesine açıklamasında, Türkiye'nin anlaşmayı feshetmesi ihtimaline karşı AB'den bir B planı hazırlanmasını istedi. AB Komisyonu ise Türkiye ile anlaşmanın A Planı olduğunu ve bu plana bağlı kalınacağını açıkladı.
Yunanistan'daki mülteci kamplarındaki durumun da mülteciler açısından caydırıcı olabileceği ifade ediliyor, zira bu koşullar uluslararası standartlarla örtüşmüyor. Sadece sivil toplum kuruluşları değil, Yunan hükümeti de bu durumdan şikâyetçi. Yunanistan Bulaşıcı Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (KEELPNO), temmuz ayı başında 16 kampta teftiş yapmıştı. Merkez, teftişin ardından bütün kampların kapatılması çağrısında bulunmuştu. Merkezin raporunda, hijyenik koşullardaki ve su arzındaki yetersizlik nedeniyle kampların sağlık açısından risk oluşturduğu belirtilmişti. Türkiye'nin mutabakatı feshetmesi halinde, Yunanistan'daki durumun daha da kötüleşmesinden endişe ediliyor. Veya Yunanistan'daki koşullar ve Balkan rotasının kapalı olması, sığınmacıları Türkiye'de tutmaya yetecek mi? AB'deki yetkililer de bu soruyu soruyor, ancak bu sorunun net bir yanıtı yok.
Turquie Diplomatique / Mepa News