Mansur Dayfi

Mansur Dayfi

22 yıldır halen Guantanamo'da tutulanları unutmayın

22 yıldır halen Guantanamo'da tutulanları unutmayın

Ben halen Guantanamo'da tutulan adamları unutmadım.

Ancak Senato'nun İşkence Raporu'na, Senato Yargı Komitesi'nin yakın tarihli oturumuna, yakın tarihli Birleşmiş Milletler Raporu'na ve çok sayıda kitap, film ve profile rağmen dünyanın çoğu unutmuş gibi görünüyor.

Guantanamo'nun açılışı, ABD'nin uluslararası yasaları ve anlaşmaları terk ederek yaygın adam kaçırma eylemlerine, istilacı askeri saldırılara, uluslararası bir "kara bölge" ağına ve "Terörle Savaş"ta işkence kullanımına başvurduğu 11 Eylül'ün arka planında Amerikan tarihinde karanlık bir dönüm noktası oldu.

Yıllar süren kontrolsüz ihlallerin ardından ABD, hızlı ve yargısız infazların bir vasıtası olarak insansız hava aracı saldırılarına yöneldi.

Guantanamo, üçü hapishaneyi kapatma sözü veren dört ABD başkanı döneminde de açık kaldı. Başkan Biden'ın 2021'de göreve başlamasıyla birlikte, ABD'nin geçmişteki ihlalleriyle uzlaşmaya çalışacağına ve nihayet Guantanamo'yu kapatacağına dair bir an umutlandık.

2001 yılında eski Guantanamo mahkumları Başkan Biden'a açık bir mektup kaleme alarak, aciliyet ve umutla, hala orada tutuklu bulunan adamları unutmaması ve ABD'nin tarihindeki en karanlık bölümlerden birini kapatması talebinde bulundular.

Ancak Biden'ın başkanlığının üzerinden üç yıl geçmesine rağmen Guantanamo hala açık. Ve Guantanamo dikkat çekici bir şekilde, dünyadaki diğer yasa dışı gözaltı tesisleri ve uygulamaları için bir model haline geldi. Uluslararası insan hakları yasalarından kaçmak, hesap vermekten kaçınmak ve yanlış bilgi ve yalanlara dayalı medya haberlerini şekillendirmek isteyen hükümetler için bir kılavuz oldu.

Geçtiğimiz üç ay boyunca, Guantanamo ile İsrail ordusunun Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlilere karşı sistematik olarak kullandığı keyfi gözaltı, işkence, fiziksel taciz ve aşağılayıcı ve insanlık dışı muamele arasında benzerlikler kurmamak neredeyse imkansızdı.

Euro-Med Human Rights Monitor adlı kuruluş, Filistinlilerin kamplarda toplu olarak alıkonulmasını ve zorla kaybedilmesini "Guantanamo benzeri yeni bir hapishane" olarak tanımladı. İnternette, Filistinli şair Musab Ebu Taha'nınki de dahil olmak üzere, olaylara şahit olanların yürek burkan pek çok öyküsü mevcut.

Washington'daki en yakın müttefiklerinin Guantanamo'da yaptıklarına rağmen on yıllardır cezasız kalmasının, İsrail'e Filistinli mahkumlara yönelik insanlık dışı muamelesi konusunda cesaret verdiğini söylemek abartılı olmaz.

Geçtiğimiz yirmi yıl boyunca dünyanın en saygın gazetecilerinden bazıları Guantanamo hakkında yazarak sistematik işkence ve istismarın yanı sıra ABD'nin bir zamanlar sahip olduğu ahlaki otoritenin pervasızca terk edildiğini ortaya çıkardı.

Ancak şimdi, yirmi iki yılın ardından, Guantanamo'nun medyada anlamlı bir şekilde yer alması neredeyse tamamen durmuş durumda.

Son zamanlarda en etkili haberlerden bazıları, Guantanamo'yu ziyaret eden Birleşmiş Milletler Terörle Mücadele ve İnsan Hakları Özel Raportörü Fionnuala Ni Aolain'in bulgularından geldi.

Fionuala Ni Aolain sağlık hizmetlerinde, insanlık dışı ve keyfi standart operasyon prosedürlerinde, sürekli prangaya vurmada ve hatta isimleriyle değil seri numaralarıyla çağrılan mahkumların isimlendirilmesinde bile büyük sorunlar olduğunu tespit etti.

Tüm bunlar ve diğer pek çok sorun, uluslararası hukuk kapsamında zalimane, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele anlamına geliyor. Ayrıca, mevcut mahkumların ve kurtulanların yıllarca süren işkence, insanlık dışı muamele ve keyfi ve süresiz hapis cezasının neden olduğu derin bir psikolojik travma, muazzam endişe ve acı ile yaşamaya devam ettikleri bulgusuna ulaşıldı.

Pek çok mahkum için geçmişte yaşadıkları işkence ile şimdiki durumları arasındaki fark oldukça az. Yine de Guantanamo açık kalmaya devam ediyor.

Guantanamo artık tüm dünyada ırksal ve dini adaletsizliğin, istismarın ve hukukun üstünlüğünün hiçe sayılmasının bir sembolü haline geldi. ABD'nin Guantanamo'yu kapatamaması, işkence programının tüm ayrıntılarını açıklayamaması ve çok sayıda mağdur için adalet ve tazminat sağlayamaması, diğer ülkelere benzer tesisler açmak ve hesap vermekten kaçınmak için bir yol gösterdi.

İşte bu nedenle Guantanamo'yu unutamayız. Kapatılması ve mağdurlarına adalet sağlanması için mücadele etmeye devam etmemiz gerekir.

Son yıllarda her türden muhabirin Guantanamo'ya erişimi engelleniyor. Erişimin engellenmesi, ABD hükümeti tarafından dikkatle düzenlendiği anlaşılan üstü örtülü bir gerçekliği gösteriyor.

Strateji açık: Yerleşmiş söylemleri koruma amacıyla anlamlı yeni haberciliği önlemek. Hesap verebilirlik veya daha derin soruşturma çağrılarını geciktirmek ve reddetmek. "Terörle Savaş"ın mimarlarının cezasız kalmasını sağlamak.

Dünyanın dört bir yanındaki uluslar hep birlikte seslerini yükseltmelidir. Guantanamo'nun derhal kapatılmasını, geçmiş ve mevcut gözaltı politikalarının tam şeffaflığa kavuşturulmasını talep etmelidir. Bunu yaparlarsa, Guantanamo'nun ve mahkumları yargılamak üzere tasarlanan askeri komisyonların geri dönülmez bir şekilde kasten bozuk olduğu sonucuna varan beş ABD savunma bakanı, sekiz ABD dışişleri bakanı, altı ABD ulusal güvenlik danışmanı, beş ABD genelkurmay başkanı ve onlarca emekli ABD generali ve amiralinden oluşan koroya katılmış olacaklardır.

Yirmi iki yıl önce Deniz Piyadeleri Tümgenerali Michael Lehnert, Guantanamo'daki ilk esir kampını kurmakla görevlendirilmişti. Geçtiğimiz Ocak ayında Senato Yargı Komitesi önünde Guantanamo'nun sorumlu bir şekilde kapatılması gerektiği konusunda uzun uzun konuştu.

Konuşmasının sonunda Guantanamo'nun kapatılamamasının ulusunun değerlerinin acı verici bir yansıması olduğunu ifade etti: "Kim olduğumuz, yaptıklarımızdan ayrı tutulamaz."

Bir hesaplaşmanın zamanı çoktan geldi. Yanlışların kabul edilmesi, mağdurlardan içtenlikle özür dilenmesi, hayatta kalanlar için tazminat ve telafi sağlanması, adalet ve hesap verebilirlik taahhüdünün pazarlık konusu yapılmaması gereken bir andayız. Guantanamo'nun kapatılmasını sağlayabilecek tek yol bu.

9 Ocak 2024 tarihinde İşkence Mağdurları Merkezi, ABD merkezli ve uluslararası 90 sivil toplum kuruluşundan oluşan etkileyici bir koalisyonla iş birliği yaparak Başkan Biden'a Guantanamo'nun kalıcı olarak kapatılması çağrısında bulunan bir mektup kaleme aldı.

Geçtiğimiz yıl içinde ilerleme kaydedilmemesinden duyulan derin endişeyi dile getiren mektup, Başkan Biden'a bir an önce harekete geçmesi çağrısında bulunarak, bu kararın kendi mirasını tanımlamada ve ABD politikalarının uzun süredir yol açtığı hasarı gidermede oynayacağı önemli rolün altını çizdi.

Hesap verebilirlik, adalet ve Guantanamo'nun kapatılması talebi bir unutkanlık eylemi değildir. Aksine, adalet ve insan hakları ilkelerinin baskı ve sessizliğe üstün geldiği bir gelecek kurma konusundaki sarsılmaz kararlılığımızın bir kanıtıdır.

"Bizi burada unutma kardeşim" yankılarının yerini, adaletin yerini bulduğu ve Guantanamo'nun daha adil, şefkatli ve eşitlikçi bir dünyanın tarihçesinde uzak bir anı olarak kaldığı bir gelecek için her zaman olması gerektiği gibi dimdik ayakta duralım.

Guantanamo'yu kapatacak, adaleti ve hesap verebilirliği sağlayacak ve adaletsizliğin karanlığına karşı adalet ve insan hakları ilkelerinin dimdik ayakta durduğu bir geleceği ortaya koyacak gücü hep birlikte elimizde tutuyoruz.


New Arab'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 1527 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Mansur Dayfi Arşivi