Selim Demir

Selim Demir

ABD çekilirken Kabil hükümeti yeni müttefik arayışında: Çin-Rusya-İran-Hindistan ekseni

ABD çekilirken Kabil hükümeti yeni müttefik arayışında: Çin-Rusya-İran-Hindistan ekseni

ABD, uzun süren müzakerelerin ardından 29 Şubat 2020 tarihinde Katar'ın başkenti Doha'da Taliban ile bir anlaşma imzaladı.

Donald Trump döneminde imzalanan anlaşmayla ABD, Afganistan'dan tamamen çekilmeyi taahhüt etti. Anlaşmaya göre ABD'nin ve tüm yabancı güçlerin ülkeden çekileceği tarih 1 Mayıs 2021'di. Bu tarihin ardından ülkede neler yaşanacağı ise büyük bir tartışma konusuydu.

Zira ABD ve Batı destekli Kabil hükümetinin, bu destek olmadan elindeki toprakların büyük bir bölümünü Taliban'a kaybedeceği düşünülüyordu. Gerçekten de 2011 yılının ardından ülkede Batılı güçlerin askeri desteği azalmaya başladıkça ve Taliban gücünü artırdıkça, Kabil hükümeti elindeki bölgeleri birer birer kaybetti. Bugüne gelindiğinde Kabil hükümetinin ülkenin yalnızca yüzde 30'luk bir bölümünde hakimiyet sahibi olduğu belirtiliyor.

ABD'nin nihai kararı

ABD'de 2020 Kasım seçimlerinde Trump, Demokrat aday Joe Biden karşısında kaybetti. ABD, uzun yıllardır korumakla övündüğü "yönetim gidici devlet kalıcıdır" şeklindeki sistematiğini Afganistan özelinde korumadı. Öncelikle Trump döneminde yapılan Afganistan anlaşmasının inceleneceği belirtildi. Daha sonra ise ABD bu anlaşmanın şartlarını yerine getirmedi.

Yeni Başkan Biden, yaptığı açıklamada Afganistan'dan çekilme sürecini yaklaşık 4 ay uzattıklarını, en geç 11 Eylül 2021 tarihinde Afganistan'dan tamamen çekilmiş olacaklarını söyledi.

Sahadan gelen raporlar ABD'nin çekilme sürecini hızlandırdığını ve Temmuz ayına kadar ülkeyi terk edebileceklerini öne sürüyor.

Her koşulda, Kabil hükümetinin Biden yönetiminden beklediği destek ortaya konulmadı. Hükümet çevrelerinin umudu, Biden yönetiminin Afganistan'da kalma sürecini belirsiz biçimde uzatması ve Taliban'a karşı savaşa ağırlık vermesiydi. Ancak ABD, 20 yıldır devam eden ve artık ABD açısından kazanılması imkansız hale gelen bu savaşı, en azından fiili olarak uzatmama yönünde bir adım attı.

Bu adımın ardından Kabil hükümeti, söylem olarak Batı dünyasından destek aramayı sürdürse de, artık askeri desteği Batı'dan alamayacağını büyük ölçüde anlamış oldu. Bunun üzerine gözler Doğu'ya çevrildi. Uzun süredir dünyada yeni bir blok olarak addedilmeye başlanan Çin-Rusya-İran-Hindistan eksenine.

İran'ın Fatımiyyun söylemleri

ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararının ardından ilk net hamle İran'dan geldi. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, 2020 yılının Aralık ayında Kabil hükümeti bağlantılı TOLONews'e konuştu.

Taliban'dan "terör örgütü" olarak bahseden Zarif, Kabil hükümetine Şii Fatımiyyun milisleriyle destek olunabileceğini ifade etti. Zarif, "Bu güçler, şayet Afganistan hükümeti onları kullanmak isterse, Afganistan'a yardım edebilecek en iyi güçlerdir." sözleriyle, Afganistan'da yeni döneme dair tutumlarını belli etmiş oldu.

Fatımiyyun Tugayı, İran tarafından silah altına alınan Afganistanlı Şii Hazaralardan oluşuyor.

Zarif'in bu açıklamalarından bir süre sonra, 2021 yılının Ocak ayında, İran'a yakınlığıyla ve Taliban karşıtlığıyla bilinen Afganistanlı Şii Hazara politikacı Muhammed Muhakkik, Kabil hükümeti lideri Eşref Gani tarafından güvenlik danışmanı olarak atandı. Bu hamle hükümetin, ilerleyen dönemde güvenlik ortakları arasında İran'ı görmek istediği şeklinde yorumlandı.

Hindistan ile iş birliği

Afganistan'da Taliban'ın iktidarına en mesafeli duran bölge ülkelerinden biri de Hindistan.

1990'lı yıllarda Taliban karşıtı Kuzey İttifakı'na da destek olan Hindistan, Taliban'ın Pakistan'daki varlığı karşısında, Kabil hükümeti ile tabii bir müttefik oldu. Kabil hükümeti de Pakistan karşıtlığı üzerinden Hindistan ile yakınlaştı.

Hint Genelkurmay Başkanı Bipin Rawat, 2021 yılının Nisan ayında, ABD'nin ülkeden çekilmesinden endişe duyduklarını dile getirdi.

Kabil hükümetinin Hindistan ile artan ilişkileri kapsamında askeri ekipman, silah, askeri danışman gibi konularda Hindistan ile bir ortaklık arayışında olduğu vurgulanıyor. Kabil ve Yeni Delhi yönetimleri arasındaki doğal ortaklık göz önüne alındığında bu ortaklık oldukça muhtemel.

Çin'e askeri davet

ABD Afganistan'dan çekilirken, oluşturduğu boşluğu doldurmak isteyen devletlerin en başında şüphesiz ABD'nin küresel hegemonya konusundaki yeni rakibi Çin yer alıyor.

Çin Komünist Partisi'nin Orta Asya, Afganistan, İran ve Pakistan bölgesine özel bir önem verdiğini söylemek gerekiyor. Bu bölge Çin'i kara yoluyla batıya ve Hint Okyanusu üzerinden dünya pazarlarına ulaştıran önemli güzargahları barındırıyor. Hindistan ile bölgesel rekabetinde de Çin için Afganistan ve Pakistan hususi bir öneme sahip.

Öte yandan Çin, Doğu Türkistan'daki baskıcı politikalarını pekiştirmek için de Afganistan'da varlık göstermek isteyebilir. Zira Afganistan'daki Taliban iktidarı döneminde Taliban'ın Doğu Türkistan ile sınıra sahip olması, Uygur mültecileri kabul etmesi ve Doğu Türkistan merkezli silahlı grupları barındırması Çin için bir tehdit kabul ediliyor. ABD'nin Kasım 2020'de Doğu Türkistan İslami Hareketi'ni "terör" listesinden çıkarması da yeni döneme dair soru işaretleri doğurmuştu.

Bu doğrultuda Taliban'a karşı bir ortak arayan Kabil hükümeti ile, yukarıdaki çıkarları ve daha fazlası için arayışta olan Çin'in ittifaka gitmesi muhtemel.

2021 yılının Mayıs ayında, Kabil hükümetinin Dışişleri Bakanı Hanif Atmar, bu meseleye dair ilk resmi açıklamaları yaptı. Çinli mevkidaşı Wang Yi ile görüşen Atmar, "terörle mücadele konusunu görüştüklerini" ifade etti. Atmar Çin'den askeri destek talep ettiklerini doğruladı, Çin'in de hükümeti destekleme konusunda olumlu sinyaller verdiğini dile getirdi.

Rusya'dan talep

ABD'nin çekilmesinin ardından boşluğu doldurmak için bekleyen bir diğer devlet de Rusya. Başta Afrika ve Ortadoğu olmak üzere dünya genelinde ABD ve NATO bloğuna karşı alan arayışında olan Rusya da Afganistan'daki boşluğu değerlendirmek istiyor.

Bu kapsamda özellikle silah satışı konusunda Rusya'nın hükümet ile yakınlaştığı göze çarpıyor.

Mayıs 2021'de Rus ajanslara konuşan Kabil hükümetinin Rusya Büyükelçisi Said Tayyib Cevad, Rusya'dan yüksek teknoloji silah, mühimmat ve diğer askeri konularda destek istediklerini belirtti.

Cevad, Kabil hükümeti askerlerinin Rusya'da eğitim aldıklarını ifade ederek, Rusya'dan savaş pilotlarını da eğitmesini talep etti.

ABD'nin çekilmesi hızlandıkça bu bağların artacağı düşünülüyor.

Sonuç

Kabil hükümeti, ABD'nin çekilme süreci hızlanırken, kendisine karşılıklı çıkarlar çerçevesinde yeni müttefikler arıyor.

Bu kapsamda Çin, Rusya, İran ve Hindistan Kabil hükümeti ile yakın ilişkiler geliştiriyor. Ancak İran hariç bu devletlerden hiçbirinin, NATO koalisyonunun 2001 yılında yaptığı gibi, Afganistan'a fiili bir müdahalede bulunacağı düşünülmüyor. Yalnızca İran'ın Şii milisler üzerinden bir destekte bulunabileceğini, ancak bu desteğin de Taliban karşısında yetersiz kalacağını söylemek güç değil.

Bundan ziyade Kabil hükümetine olan desteğin yüksek teknoloji silahlar, diğer silah ve mühimmatlar, askeri eğitim ve danışman desteği, savaş pilotları ve subayların eğitimi, maddi ve lojistik destek şeklinde olması bekleniyor.

Ayrıca ABD ve Batı ülkelerinin de Kabil hükümetine maddi destekleri devam edecek. ABD de Orta Asya ve Pakistan'da askeri üsler tesis edip Afganistan içinde saldırılara devam etme olasılığını değerlendiriyor.

Bu desteklerin boyutunun ne kapsama ulaşacağı ve Taliban'ın ilerleyişini engelleyip engelleyemeceği ise tartışma konusu. Taliban'ın 20 yılda ABD ve NATO güçleri karşısındaki ilerleyişinin engellenememesi, Doğu bloğundaki ülkelerin daha kısıtlı kalacak olan askeri desteğinin de bunu engelleyemeyeceği yorumlarına yol açıyor.

ABD'nin tamamen çekileceğini açıkladığı 2021 yılı Eylül ayına kadar bu olasılıklar daha görünür hale gelecek ve yorum yapmak daha kolay bir hal alacaktır.

Bu yazı toplam 3717 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Selim Demir Arşivi