Kaan Çeben

Kaan Çeben

İran rejiminin yıkılması bölgeye huzur getirir mi?

İran rejiminin yıkılması bölgeye huzur getirir mi?

Saddam’ı kaç kişi hatırlıyor artık? Tavşana kaç, tazıya da tut diyenler, ondan Kuveyt tavşanını tutmasını istediklerinin üzerinden çok da fazla bir zaman da geçmedi…

Evet Saddam Hüseyin Kuveyt’i tutmak için bir hamle yaptı, ama bu hamlenin sonucunda kazançlı çıkan taraf, satıları yüz binleri aşan bir asker nüfusu ile Hicaz’da üs kurma izni koparan ABD ve müttefikleri oldu.

Evet, çünkü Suud ailesi tavşan olmaktan korkuyordu ve kumarhane sahibini Hicaz’a kırmızı halılarla davet ettiler. Sonuç? Hicaz’da kurulu dev ABD askeri üsleri… ABD için talimatlarını severek kabul etmeyenlere sunulacak ikinci alternatif “korkutmak”. Araç ise geçmişte Saddam idi bugün ise İran hayaleti üzerinden devam eden Şii rejim.

Dürüst olmak gerekirse İran’daki rejimin mahiyetini kimsenin kavrayabildiğini düşünmüyorum. Mollalar dahi kendi rejimlerinin nasıl bir ucube sistem olduğunu kavrayabilmiş değil. Ortalıkta 30 senedir dolaşan “İran” isimli bir hayalet var ve bu hayalet bir şeylerin “sebebi” olmaktan öte gitmiyor. Her zaman kazanan o kumarhane sahipleri bir kumar oynatıyor ya, İran hayaleti nedense hiç kumarı oynayan taraf olmuyor… Daima kumar oynayanların attığı zar oluyor…

Bu hayalet ve kukla rejim, bugünlerde medyamıza yansıdığı kadarıyla bir kriz içerisinde. Evet bir rüzgar esiyor, ama bu rüzgarı estirenler ağacı sökmek niyetinde mi? Yoksa onun zayıf dallarını temizleyip ağacı daha da güçlendirmek niyetinde mi?

İran rejimi, medyaya yansıyan birkaç isyan videosu ile yıkılacak bir rejim değildir. Sosyal medya ile rejim yıkılmaz, ıslah ise ancak bu temenniyi dijital platformlarda yaygara yapan kişilerin kontrolünde ve hududlarında gerçekleşir. Coğrafyaya huzur getirecek bir direniş ve ayaklanma ise, İran Kürdistanı, İran Belucistan’ı ve Ahvaz ahalisinin birlik olup kendi geleceklerini tayin etme dirayetini ortaya koymaları ile gerçekleşir.

Yani İran rejimi, “bölge halkına huzur getirecek şekilde” yıkılacak ise, bu ancak bölgedeki mazlum halkların birleşerek ortaya bir direniş koyması ile mümkündür. Bu halklar nice zamandır İran rejiminin hayalet taleplerine ağır bedeller ödüyorlar. Lakin bu bedellerin neticesinde bir kazanım elde edebilmiş değiller. Buna müsebbib en ciddi sorun ise sahadaki istihbari yönlendirmelerdir.

Dengeleri kendi lehinde korumak için her çeşit melaneti yapan Batılı istihbarat teşkilatları, kontrolleri dışında gelişecek bir ayaklanma hareketi kabusundan oldukça çekiniyorlar. Sadece İran değil, Orta Doğu halklarının genelinde ise Batı’nın yardımı olmadan bir direniş ortaya koymanın imkansız olduğu görüşü artık oturmuş bir hakikat maalesef… İran probleminin bölgeye huzur getirecek şekilde çözülebilmesi için Batılı istihbarat servislerinin talep ve temennileri dışında bir öz direnme hareketi ile sahneye çıkması gerekmektedir.

İran probleminin çözümü için en elzem şart budur. İran halkı, beldelerini bu saçma ve ucube rejimden kurtarmak için bir özgür ruh edinmelidirler.

Azerbaycan coğrafyasında sağlanacak huzur ortamı, Kafkaslar ve Batı Asya’nın Orta Doğu ile iletişimini kuvvetlendirecek ve İslam birliğine güç katacak mühim bir hamledir. Böylesi ucube bir rejimin varlığı sebebiyle Müslüman ülkeler arasında oluşabilecek muhtemel ticari, kültürel, sosyal vs. her türlü iletişim ve ilişki, ya hiç yapılamamakta, ya da son derece hantal şekilde ilerlemektedir. Bölgemizin bir pasta gibi dilimlenmesi ve her bir dilimin de yemesi için bir Batılı ülkeye verilmesi burada oluşabilecek bir huzur ve bereket ortamını kökünden baltalıyor.

Kudüs’ten aracı ile yola çıkan birisinin, hiçbir problem yaşamadan Keşmir’e kadar varması için kurulacak bir iklimin varlığı, öncelikle toprağımızdan batılıları kovmak ile mümkündür. Bunun için de öncelikle “Batı olmadan bir şey yapamayız” merkezli aşağılık hissiyatı boğmamız gerekiyor.

Kafkasya’nın Azerbaycan coğrafyası ile buluşması ve bu kolun Anadolu ve Irak üzerinden Orta Doğu'ya akması, aynı anda Türkî Cumhuriyetlerden başlayan bir akışın, tüm Pakistan - Bangladeş ve Afganistan’ı da katarak yine Anadolu ve Irak üzerinden Orta Doğu'ya ulaşması, dünyamızın kurtuluşu için ABD sistemine alternatif olabilecek tek seçenektir.

Bu coğrafyalar arasındaki ittisalin sağlanması adına gerekli olan iklimi oluşturmak için mücadele vermeliyiz. Dünyamızın kurtuluşu bu ittifakların sağlanmasından başka bir seçenekle mümkün değildir…


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 3340 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
4 Yorum
Kaan Çeben Arşivi