Halid Abdurrahman

Halid Abdurrahman

Libya’da Vatiyye saldırısı sonrası dönem

Libya’da Vatiyye saldırısı sonrası dönem

Türkiye’nin desteklediği Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri tarafından 18 Mayıs tarihinde Halife Hafter’e bağlı güçlerden ele geçirilen ve sonrasında Türkiye’nin bölgede konuşlanacağı bir üs olarak değerlendirilip yine Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personelinin de dahil olduğu çalışmalarla bomba ve tuzaklardan temizlenen Vatiyye Hava Üssü son günlerde Libya sahasının en önemli gündem maddesi haline geldi.

Türkiye için Libya’da askeri üs kurmak elzem bir konuydu. Vatiyye Üssü’nün (bilinen bir diğer adıyla Ukbe bin Nafi Üssü) bu konuşlanma için seçildiğinin, bununla birlikte Misrata’da bir de donanma üssü kurulacağının bilgileri önceki dönemlerde kamuoyuna sızmış, Türkiye’nin bu konuda ciddi bir faaliyet içerisinde olduğu aktarılmıştı.

Türkiye, ilk aşamada Vatiyye Hava Üssü’ne Libya sahasında istihdam edeceği bazı hava araçlarını konuşlandırma niyetindeydi. Bunlar arasında F-16 savaş jetlerinden Bayraktar TB2 insansız hava araçlarına ve T-129 Atak helikopterlere kadar birçok hava aracının ismi zikrediliyordu. Tabii ki bunlardan öncesinde üssün bir hava koruma kalkanıyla yani hava savunma sistemleriyle koruma altına alınması gerekliydi. Türkiye’nin bir süredir Vatiyye Üssü’ne yönelik hava savunma sistemleri kuracağı yönünde raporlar geçiyordu. Birkaç gün önce kamuoyuna servis edilen haberlerde ise Türkiye’nin bu üsse HAWK tipi hava savunma bataryaları kurduğu belirtildi.

Mısır’daki Sidi el Barrani Üssü’nde görüntülenen hava araçlarından bazıları

5 Temmuz’da, Türkiye’nin desteklediği UMH güçleri kontrolüne geçtiği tarihten sonra Vatiyye Üssü’ne yönelik ilk hava saldırısı gerçekleştirildi. Reuters haber ajansının servis ettiği ilk detaylarda, saldırının “kimliği belirsiz savaş uçakları” tarafından gerçekleştirildiği ifade edilmiş, sonrasında ise süreç daha net bir boyut kazanmıştı. UMH askeri kaynakları tarafından yapılan açıklamada, üsse yönelik saldırının Mısır’ın Libya sınırı yakınlarında bulunan Sidi el Barrani Üssü’nde konuşlu Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ait Fransız yapımı Mirage 2000-9 tipi savaş uçakları tarafından gerçekleştirildiği iddia edildi.

Halife Hafter’e bağlı güçler Vatiyye Üssü’ne yönelik saldırıdan kısa bir süre sonra sorumluluğu üstlenip, üssün kendileri tarafından hedef alındığını öne süren bir açıklama yaptı. Hafter blokunu destekleyen Arap basını tarafından servis edilen açıklama, Hafter’in komutanlarından Tuğgeneral Halid Mahcub imzasını taşıyordu. Açıklamada oldukça dikkat çekici iddialar bulunuyordu. Bu iddialara göre, Vatiyye Üssü’nde 9 hedef vurulmuş, ve vurulan hedefler yüzde 80 oranında imha edilmişti. Halid Mahcub tarafından yapılan açıklamanın en dikkat çeken noktası ise, saldırıda “TSK personelinin hedef alındığı” kısımdı. Hatta Mahcub’un Arap basınına yansıyan ifadelerinde, hava saldırılarında üst düzey bir TSK personelinin de hayatını kaybettiği iddiaları yer alıyordu.

Türkiye Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarınca yapılan açıklamada, “Bazı teçhizatların zarar gördüğü” ifade edildi. Bu da üsse yönelik hava saldırısının doğrudan hedef gözeterek gerçekleştirildiği, gelişigüzel bir saldırı olmadığını gösteriyor. Nitekim sosyal medya üzerinden uydu görüntüleriyle bölgenin takibini yapan bazı hesaplar, Vatiyye Üssü’nde hedef alınan noktaların belirlendiğini iddia etmekte.

Aşağıda, üsse yönelik hava saldırısı gerçekleşmeden önce servis edilen bir uydu görüntüsü yer alıyor. Bu görüntüde Türkiye’nin HAWK Hava Savunma Sistemleri’nin konuşlandığı alanlar -sarı pinle- işaretlenmiş (@obretix)

Aşağıdaki uydu görüntüsünde Vatiyye Üssü’nde hedef alınan noktalar görülüyor (@il_kanguru)

Yine aşağıdaki uydu görüntüsünde, Vatiyye Üssü’ne yönelik saldırıdan sonra üste hasar alan noktalar işaretlenmiş (@Gerjon_)

Tüm bu uydu görüntülerini bir araya getirip bir değerlendirme yapıldığında, üste hedef alınan noktaların neredeyse Türkiye’nin hava savunma sistemleri yerleştirdiği noktalar olduğu görülüyor. Ancak bu saldırılarda Türkiye’nin üsse konuşlandırdığı HAWK sistemlerinin zarar gördüğüne dair bir kanıt bulunmadığı da eklenmeli.

Saldırıları kim gerçekleştirdi?

Türkiye’nin müdahil olduğu döneme kadar Libya sahasında gerçekleştirilen nokta hedeflere yönelik hava saldırılarının arkasında genellikle BAE’nin olduğu biliniyor. Bu saldırılarda genellikle BAE’ne ait bölgedeki savaş jetleri veya insansız hava araçları kullanılıyor. Ancak Tükiye’nin etkin bir şekilde müdahil olduğu dönemden sonrasını daha detaylı incelemek gerekiyor. Her ne kadar UMH kaynakları saldırının BAE’ne ait savaş uçakları tarafından gerçekleştirildiğini iddia etmiş olsa da, saldırının farklı aktörlerce gerçekleştirilmiş olma ihtimali de bulunuyor.

Her ne kadar Fransa’nın ismi bu saldırıda ön planda geçmiş olmasa da, bu ülkenin Batı Afrika bölgesinde oldukça aktif bir biçimde hava saldırıları gerçekleştirdiğini eklemek gerekli. Bu bağlamda Libya’nın güney komşusu Çad’da bazı Fransız savaş uçaklarının konuşlu olduğu biliniyor. Küçük bir ihtimal gibi görünse de riski göze alması durumunda Fransa bölgede bu saldırıyı gerçekleştirecek veya saldırıya destek sağlayacak potansiyele sahip.

Bir diğer ihtimal de Rusya’nın son dönemde Suriye üzerinden Libya’da Hafter güçlerine gönderdiği savaş uçaklarının Vatiyye saldırısında kullanılmış olabilme ihtimali. Daha önce birçok defa Rusya’nın Hafter güçlerine savaş uçağı gönderdiği haberleri kamuoyunu meşgul etmiş, ABD konuyla ilgili iddiaları doğrulayacak uydu görüntülerini paylaşmıştı.

Saldırının sonuçları

Aslına bakıldığında Vatiyye Hava Üssü’nü hedef alan savaş uçaklarının kime ait olduğunu tespit etmek bölgedeki devletlerin silahlı kuvvetleri açısından pek de zor bir durum değil. Ancak tespiti halinde dahi, gerek görülmemesi durumunda bu gibi bilgilerin kamuoyuyla paylaşılmayacağını eklemek gerekli.

Bununla birlikte üssün UMH güçleri kontrolüne geçtikten sonra ilk defa hedef alınmış olması ve hedef alındığı dönemin Türkiye’nin bölgede gerek siyasi gerek askeri anlamda ağırlık sağlamaya başladığı döneme denk gelmesi bir rastlantı değil. Konuyu değerlendirdiğim videoda da Libya’daki çatışma ortamının hibrit bir savaştan konvansiyonele doğru eğrildiğini ifade etmiştim. Bu bağlamda Vatiyye Hava Üssü’ne yönelik saldırı, tarafların konvansiyonel güçlerini daha ağırlıklı olarak ortaya koyacağı bir dönemin başlaması anlamına gelebilir.

Vatiyye Üssü’nün hedef alınması, Türkiye’nin Libya’da daha konvansiyonel bir savaşa ortamına çekilmek istendiği şeklinde de yorumlanabilir. Nitekim saldırıdan hemen sonra UMH Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, saldırıya bir cevap verileceği ifade edilmişti.

Diğer yandan saldırıdan bir gün sonra Türkiye Milli Savunma Bakanlığı’nın Twitter hesabından paylaşılan bir mesajda, havada yakıt ikmali yapılan bir F-16 görülürken, mesajda da şu ifadeler kullanılmış:

"Hava Kuvvetlerimiz bünyesinde görev yapan tanker uçaklarımız, havada yakıt ikmali desteği ile hava gücümüzü arttırarak muharip uçaklarımızın daha uzun süre ve uzak mesafelerde görev icra etmesini sağlıyor."

Türkiye Milli Savunma Bakanlığı tarafından Vatiyye Hava Üssü’ne yönelik saldırının ardından bu şekilde bir paylaşımda bulunulmasının caydırıcı etkisinin olması yanında, Libya’da Vatiyye saldırısı için verilecek karşılığa Türkiye’nin de savaş uçaklarıyla müdahil olabileceği mesajı veriliyor. Ayrıca yakın dönemdeki Suriye örneği de göz önüne alındığında Türkiye’nin hava gücünün bölgede etkin bir caydırıcı unsur olduğunu da eklemek gerekli.

Sonuç olarak Türkiye Vatiyye saldırısına, desteklediği UMH güçleriyle birlikte, Hafter’in elinde bulunan Sirte kenti ve Cufra Hava Üssü’ne yönelik bir operasyonun startını vererek de etkili bir şekilde cevap verebilir veya Hafter güçlerine ait belli noktaları anlık bir operasyonla ateş altına alabilir. Türkiye’nin bunu yapması, bir bakıma uluslararası arenada Vatiyye Üssü saldırısının yaşattığı imaj kaybını ortadan kaldırmak adına belli oranda zaruret de teşkil etmektedir.

Her halükarda Vatiyye Üssü’nün hedef alındığı bu saldırıdan sonra Libya içerisinde kısa dönemde daha sofistike gelişmeler göreceğiz.

Bu yazı toplam 7468 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Halid Abdurrahman Arşivi