Filistin direnişinin taktik zaferi: Cenin Muharebesi'nin detayları
Filistin'deki çatışma sürecini uzun sayılabilecek bir süredir yakından takip etme fırsatına sahip oldum. Bilhassa Filistin meselesinin ihmal edilen ve analiz edilmekten uzakta kalan askeri yönünü incelemeye gayret ettim.
Daha önce bu konuda Gazze'deki çatışmaların bir zafer olarak nitelenip nitelenemeyeceğine dair kısa bir inceleme yazısı da kaleme almıştım.
Görüş | Hamaset ve romantizmin ötesinde: Gazze ve askeri değerlendirme
Bu süreçleri inceleyen bir kişi olarak açıkçası Filistin halkı için direnişin gerek sosyal gerekse askeri açılardan oldukça mühim bir noktada olduğu kanaatindeyim. Bununla birlikte İsrail işgalinin içeriden, yalnızca Filistin direnişinin eylemleriyle sonlandırılabileceği kanaatini hiçbir zaman taşımadım. Bu daha detaylı bir askeri incelemenin konusu olmakla beraber, Filistin'deki direnişin bu açıdan oynayabileceği rolün daha ziyade İsrail'i oyalamak, daha büyük stratejilerle ilgilenmesine mani olmak, onu korkutmak ve kaynaklarını tüketmek olabileceğine inanıyorum.
Tüm bunları belirttikten sonra, dün işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentinde yaşanan çatışmalara gelecek olursak... Açıkça söylemek gerekirse, Filistin konusunda "zafer" ve "hezimet" gibi kelimeleri ihtiyatlı kullanma taraftarı bir kişi olarak, 19 Haziran 2023 Cenin Muharebesi'nin Filistin direnişi açısından taktik bir zafer olarak nitelenebileceği kanaatindeyim.
Taktik zafer ve stratejik zafer mefhumlarını açıkladıktan sonra muharebeye yakından bakacağız.
Taktik zafer, askeri muharebede kısa dönem bir taktik kazanım elde edilmesi, bir muharebenin kazanılması yahut düşmanın püskürtülmesi gibi kazanımlardır. Stratejik zafer ise bir askeri harekatın, uzun vadeli bir savaşın kazanılması ve uzun vadeli bir avantaj elde edilmesidir. Bu açıdan Cenin Muharebesi her ne kadar stratejik bir zafer olamayacak ve uzun vadede bir kazanım ifade etmeyecek de olsa taktik bir zafer olarak addedilebilir.
Cenin Muharebesi
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin kenti ve bitişiğindeki Cenin mülteci kampı, bölgedeki Filistin direnişinin ana merkezlerinden biri niteliğinde. İsrail uzun süredir bölgede güçlenen silahlı grupları yok etmek için Cenin'e baskınlar düzenliyor ve çok sayıda Filistinliyi katlediyor. Her ne kadar Cenin son yıllarda adından yeniden söz ettirmiş olsa da bölgeyi geçmişte takip edenler Cenin'in arz ettiği önemi hatırlayacaklardır.
İsrail güçleri 19 Haziran günü sabah saatlerinde Cenin kentine girerek aradıkları bazı Filistinlileri yakalamak üzere operasyon başlattılar. Bundan önceki baskınlarda Filistin direnişinin İsrail saldırılarına ciddi bir şekilde karşı koyabildiğini söylemek açıkçası güçtü. Askeri imkanlar bakımından bölgede yalnızca piyade tüfekleri ve küçük çaplı el yapımı patlayıcılar bulunduğundan, İsrail askerlerinin istihbari ve teknik üstünlüğü karşısında elle tutulur bir taktik kazanım elde edilememişti. Ancak dünkü muharebede daha farklı bir süreç yaşandı.
Stratejik geçiş noktalarına yerleştirilen ve bu sefer tahrip gücü oldukça yüksek olduğu görülen el yapımı patlayıcılar, İsrail güçlerini gafil avladı. Birçok zırhlı araç, uzun süredir görmediğimiz bir şekilde, başarıyla tahrip edildi ve içerisindeki İsrail askerleri yaralandı. İsrail yaralanan askerlerinin sayısını 5 olarak açıklasa da bölgeden paylaşılan görüntüler sahadaki durumun daha farklı olduğunu göstermiş oldu.
Yaşadığı beklenmedik kayıpların ardından İsrail güçleri saldırı helikopterleriyle Cenin'i vurdu. Bu, 2002 yılından bu yana Batı Şeria'da bir hava aracının saldırı amacıyla kullanıldığı ilk örnek olarak kayda geçti. Her ne kadar İsrail saldırıda 6 Filistinliyi katledip 90'dan fazlasını yaralasa da Cenin'de taktik amaçlarından hiçbirine ulaşamadığı gibi operasyonu "eline yüzüne bulaştırmış" oldu. Sabah saatlerinde başlayan operasyonun yaklaşık 10 saat boyunca tamamlanamaması, tahrip edilen askeri araçların bölgeden çıkartılamaması bu duruma tuz biber ekti. İsrail zırhlı araçlarının parçaları, tekerleri Filistin halkı tarafından bir savaş hatırası olarak sokaklardan toplandı.
İsrail'in yaşadığı bu şaşkınlık hali bizlere bir gerçeği de gösteriyor ki bu gerçek aynı zamanda İsrail'in en fazla benzediği ordu olarak gösterilebilecek olan Amerikan ordusu için de geçerli. Bu da şudur ki sahada işler plan dahilinde gitmediğinde, yük tamamen sahadaki askerlerin omuzlarına kaldığında ve ani tercihler yapılması gerektiğinde, İsrail ordusu pek de başarılı bir sınav veremedi. İsrail güçleri tıpkı "nasırına basılmış bir adam" gibi öfkeli, düşüncesiz, telaşlı ve saldırgan şekilde hareket etti. Bu durum sahadaki vaziyeti algılayabilmesini güçleştirdi ve böylece kayıplar vermeye devam etti. Benzer olayları ABD güçlerinin Afganistan, Irak, Somali ve Yemen gibi bölgelerdeki baskınlarında da gördük ki bunun yakın dönemden bir örneği 2020 Ocak ayında Yemen'in Yakla bölgesinde düzenlenen baskındır.
"Beyaz Saray'ın ahmağı Yemen'de şamar yedi"
Özetlemek gerekirse İsrail'in Cenin'de yaşadığı şaşkınlık ve verdiği zayiatlar, Filistin direnişi için taktik bir zaferdir. Bunu stratejik bir zafere tahvil edebilmek ise böylesi taktik zaferlerin rutin bir hal alması ve bölge dışından güçlerce işgalin sona erdirilmesi için adımlar atılmasıdır.
Cenin Muharebesi'nin ardından bölgeyi nelerin beklediğini ise yaşayarak göreceğiz.
Son olarak, muharebenin boyutlarının daha iyi anlaşılabilmesi için bazı videoları aktaracağım.
Cenin'de hasar gören İsrail askeri araçları çekiciler vasıtasıyla çıkarılıyor
El yapımı patlayıcıyla vurulan bir askeri araç
El yapımı patlayıcıyla vurulan bir askeri araç
El yapımı patlayıcıyla vurulan bir askeri araç
El yapımı patlayıcıyla vurulan bir askeri araç
Yaralı İsrail askerleri helikopterlerle tahliye ediliyor
Filistin halkı İsrail araçlarının kalıntılarını toplarken
Filistin halkı İsrail araçlarının kalıntılarını toplarken
Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.